Geçtiğimiz 12 ay içerisinde sattığın her keskin nişancı tüfeğinin kaydını istiyorum. | Open Subtitles | أريد السجلات الخاصة بكل بندقية قناصة تم بيعها علي مدار العام الماضي |
Geçtiğimiz 12 ay içerisinde sattığın her keskin nişancı tüfeğinin kaydını istiyorum. | Open Subtitles | أريد السجلات الخاصة بكل بندقية قناصة تم بيعها علي مدار العام الماضي |
Bildiğimiz kadarıyla ormanda keskin nişancı varmış ve sağ kalanları avlıyormuş. | Open Subtitles | ما نعرفه هو أن لديهم قناصة في هذه الغابة ويستهدفون الناجين. |
Dışarıda gösteriler, çatışmalar, bombalı eylemler ve keskin nişancılar vardı. | TED | خارج المنزل ،كانت تشتعل المظاهرات والمعارك و كان هناك قصف و قناصة. |
Bu anlaşmalardan doğan haklar... bizlere pusudaki keskin nişancılar ile... düzenin sağlanmasına hak tanıyor. | Open Subtitles | والتي تكفلها المعاهدات الدولية هم مجرد قناصة لذا يجب أن يقدموا للعدالة، هل هذا واضح؟ |
Usta bir nişancıdır. | Open Subtitles | لكن لا يزال بوسعها ضغط الزناد وهي قناصة لا يُشق لها غبار. |
Lowell onu balkona çekti, ben de dürbünlü tüfek ile karşı binada bekliyordum. | Open Subtitles | لويل) أدخله إلى الشرفة) وأنا كنت أنتظر عبر الطريق مع بندقية قناصة |
- Bırak onlar halletsin, Starbuck. - Keskin nişancıları yok. | Open Subtitles | دعيهم يتولون الامر يافاتنة الفضاء - لايوجد لديهم قناصة - |
Susturucu kullanman senin bir keskin nişancı olmadığını göstermez. | Open Subtitles | كونك تستعملين كاتم الصوت لا يعنى أنك لست قناصة |
Onu kaçıran kişi, işi insanları öldürmek olan ve bu işi uzaktan kumandalı keskin nişancı tüfeğiyle yapabilecek kadar profesyonel biri. | Open Subtitles | أحدهم خطفها. شخص محترف يعمل كقاتل، شخص محترف يمكنه استخدام سلاح قناصة. |
keskin nişancı ve piyade tüfekleri hatta bir bomba atar bile. | Open Subtitles | متضمناً بنادق قناصة, أسلحة رشاشة و حتى قاذفة قنابل. |
Özellikle de Yuri'nin keskin nişancı olduğunu iddia ettiği, 24 yaşında bir kadının tecavüz ve cinayeti suçundan. | Open Subtitles | تحديداً، بتهمة أغتصاب وقتل امرآه في عُمر 24 عام أدعى أنها قناصة من العدو. |
keskin nişancı ve piyade tüfekleri hatta bir bomba atar bile. | Open Subtitles | متضمناً بنادق قناصة, أسلحة رشاشة و حتى قاذفة قنابل. |
Bildiğimiz kadarıyla ormanda keskin nişancı varmış, sağ kalanları avlıyormuş. | Open Subtitles | ما نعرفه هو أن لديهم قناصة في هذه الغابة ويستهدفون الناجين. |
Bunlar tüm zamanların en uzak menzilli beş keskin nişancı atışını temsil ediyor. | Open Subtitles | هذه تمثل أبعد خمس عمليات قتل بواسطة قناصة على مر التاريخ. |
"Ben kimyacı mı, biyokimyacı mı neyim ve bir keskin nişancı tüfeğini kullanmayı çok iyi biliyorum." | Open Subtitles | انا كيميائيه او كيميائيه حيويه او شيئا ما وانا اعرف كيف استخدم بندقية قناصة |
Yarım mil boyunca her yöne keskin nişancılar yerleştirdik. | Open Subtitles | وزرعنا قناصة كل نصف ميل فى جميع الاتجاهات |
Her iki taraftan da binayı çevreledik. Çatıda keskin nişancılar var, harekete geçmeye hazırlar. | Open Subtitles | لقد دخلنا المبانى من الجهتين لدينا قناصة على السطح جاهزون |
Etraftaki binaların çatısına keskin nişancılar istiyorum. | Open Subtitles | سوف أتبعها على القارب. أريد قناصة على جميع الأسطح المحيطة |
Muhteşem bir nişancıdır. | Open Subtitles | إنها قناصة ممتازة |
- Öldürülmüş, dürbünlü tüfekle. | Open Subtitles | -قُتل.. برصاص قناصة |
Japon Keskin nişancıları arkadaşım olarak sayarsan... | Open Subtitles | وإن اعتبرت قناصة اليابان أصدقائي |
Glock'u dışında bir susturucu, dürbünüyle beraber bir PSG-1 nişancı tüfeği ve cephane almış. | Open Subtitles | بالإضافة إلى مسدسها النصف آلي فقد اخذت كاتم صوت قناصة بي إس جي 1 ومنظار بالإضافة للكثير من الذخيرة |
Ama bundan sonra keskin nişancılık yapabileceğinizi pek sanmıyorum. | Open Subtitles | مع ذلك لا يمكنني القول أنك ستصبحين قناصة بارعة |