Kırarım bir şişe boynu ve bu steel gitar blues'unu çalarım. | TED | أنا أكسر عنق قنينة ومن ثم أعزف البلوز على الجيتار المعدني |
Seni bataklık parmaklı orman faresi! Hemen buraya bir şişe getir. | Open Subtitles | هيا، أنت مستنقع اصابع فئران الغاب دعنا نحصل على قنينة هنا |
Tek fark ise, sonunda çocuk, bir şişe böcek ilacı içerek kendini öldürüyordu. | Open Subtitles | ماعدا، انه في النهايةِ , الولد يَقْتلُ نفسه بشَرِبه قنينة مِنْ سمِّ البقِّ. |
Bir zamanlar, bira şişesini dişleriyle açan bir kuzenim vardı. | Open Subtitles | أحد أقربائي كان يفتح قنينة البيرة بأسنانه |
Paul, sonradan plaja götürülecek bir şişeye dokunmuş. | Open Subtitles | مَسَّ بول قنينة الشمبانيا الذي يَصِلُ إلى الشاطئِ. |
Efsaneyse onu bir şişede getir. İnsansa, zincirlenmiş olarak getir. | Open Subtitles | إذا كان خرافة فإحضرها في قنينة إذا كان رجلا فإحضره لي مكبلاً بالقيود |
Bir şişeyi ya da sandalyeyi veya herhangi plastik bir ürünü alsam ve ona birkaç enzim eklesem parçalara ayrılırlar, orijinal moleküllerine ayrışırlar. | TED | آخذ قنينة أو كرسي أو أي منتج بلاستيكي آخر، وأضعه مع بعض الإنزيمات، فإنها تفصله، وتعيده إلى جزيئاته الأصلية. |
Bundan daha iyisini yapabiliriz. Bayım bir şişe şampanya lütfen. | Open Subtitles | هناك ما هو أفضل من ذلك، قنينة شمبانيا يا سيدي |
Olur. Kişi başına bir şişe viski yeterli gelir mi? | Open Subtitles | بالتأكيد، لكن هل قنينة ويسكي واحدة لكل فرد ستكون كافية؟ |
Biz kararımzı verene kadar bir şişe daha maden suyu alabilir miyiz? | Open Subtitles | ممكن أن نحصل على قنينة مياه معدنية أخرى؟ بينما نفكر بالذي سنختاره؟ |
Biz kararımzı verene kadar bir şişe daha maden suyu alabilir miyiz? | Open Subtitles | ممكن أن نحصل على قنينة مياه معدنية أخرى؟ بينما نفكر بالذي سنختاره؟ |
En çok göze batan, içlerinden birinin bakkala girip içeridekileri selamlayıp bir şişe viski istemesi ve onu başına dikerek dükkândan ayrılmasıymış. | Open Subtitles | ما جلب الانتباه هو أن أحدهما دخل إلى المتجر و حيّا الناس بحرارة واشترى قنينة وسكي و خرج وهو يشربها على الرصيف |
O adam yıllarca bir şişe viskiden çok daha fazlasını sildi süpürdü. | Open Subtitles | سرق ذلك الرجل ما هو أكثر من قنينة ويسكي على مدار السنين |
Dikkatsiz bir şekilde bir şampanya şişesini açmaya çalışıyordum. | Open Subtitles | وبينما كنت أفتح قنينة الشمبانيا بعدم حرص |
Eğer oyun kurucumuz, o şampanya şişesini kızın boğazına tıktıysa burada yaptığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | تعرف، إذا لاعب الوسط الخلفي دفع قنينة الشمبانيا أسفل حنجرتها، لا أعتقد إنه فعلها هنا. |
Bunlar benimdi. Bu şişeye 30 dolar verdim. | Open Subtitles | هذه المشاريب لي قنينة الشراب هذه كلفتني 30 دولارا |
Efsaneyse, onu bir şişede getir. İnsansa, zincirlenmiş olarak getir. | Open Subtitles | إذا كان خرافة فإحضرها في قنينة إذا كان رجلا فإحضره لي مكبلاً بالقيود |
Herkese şişeyi ona fırlattığımı söyledi. | Open Subtitles | تخبر كل شخص بأنى رميت قنينة الحليب عليها |
Dört bin beş yüz altmış yedi kutu bira duvarda. | Open Subtitles | أربعة آلاف وخمسمائة وسبعة وستّون قنينة بيرة على الجدار |
- Adamı rahatsız etme. Su şişem nerede? | Open Subtitles | لا تزعجي الرجل أين هي قنينة الماء الخاصة بي ؟ |
Gümüş renkli şişenin içindeki sabun mu? | Open Subtitles | روري حبيبتي, هل هذا صابون الذي بجانب المغسلة في قنينة فضية؟ |
Onun çalışma odasına bırakılmış bir içki şişesinin üzerinde ölmüş bir adamın parmak izlerini buldum. | Open Subtitles | لقد حددت أنّه كانت هناك بصمات رجل ميت على قنينة خمر تُركت في مكتبتها. |
Yanlış kişilere aşık oldum, ve kız arkadaşları, bir şişeleri ya da bir iğneleri olduğunu öğrendim ve hayatıma devam ettim. | Open Subtitles | أن أغرم بالرجل الخاطئ أعرف انهم مع فتاة، قنينة أو إبرة وأتجاوز ذلك |
Sonra bir baktım tüm koleksiyonu almışım, Chateau Margaux'nun tüm şişelerini. | Open Subtitles | قبل أن أعرف أنني إشتريت كامل المجموعة كلّ قنينة معروفة من قلعة مارج |
Yanıma hep bir şişe şarap alırım. Onu açar, oraya oturur, izler ve ağlarım. İğrenç. | Open Subtitles | أجلب قنينة نبيذ، أفتحها وأجلس هناك وأراقب وأنا أبكي، هذا مقرف |
Pekala, pusette tamamen mama dolu bir biberon var. | Open Subtitles | حسناً ، هناك قنينة مليئة بالحليب في العربة |
Salamlar dilimlendi, 40 somun ekmek, 30 şişe bira, tam istediğiniz gibi, general. | Open Subtitles | إنّ لحمَ الخنزير مقطّع أربعون قطعة خبز ثلاثون قنينة بيرة |
Merhaba, hala birini bekliyorum ama bir bardak su alabilirim. | Open Subtitles | ،أهلاً , مازلتُ بإنتظارِ شخصٍ ما ،لكن بالوقتِ الراهن .سأودّ قنينة ماء فوّار |