Ancak bu iki karakteri birbirine bağlayan şey ne - ve bu ikisinden birinin kontrol edebildiği bir güç mü? | TED | ولكن ماذا يربط هاتين الشخصيتين معًا؟ وهل هي قوةٌ يمكن لأحدهما التحكم فيها؟ |
Fakat aslında, işin içinde görünmez bir güç var, tüm patlamalarda saklı, binaları yıkabilecek veya sağlam kayayı delebilecek kadar kuvvetli bir güç. | Open Subtitles | لكن في الواقع، هناك قوةٌ خفية تعمل هنا، إنها تتخفى في كل المتفجرات، وقويةٌ كفاية لتدمير البنايات أو خرق الصخر الصلد. |
Dostum, seni tanımadan önce "gerçeklerin" bir süper güç olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | يا صاح، لم أكن أعلم أنّ الحقائق يمكن أن تكون قوةٌ كبيرة قبل قدومك |
Sanki daha önce hiç görmediğim bir güç onu ele geçirmişti. | Open Subtitles | إلا أنني رأيتُ قوةٌ بعينيها لم أراها من قبل |
Ancak asla bastırılamayan ve asla dindirilemeyen başka bir güç daha vardır. | Open Subtitles | هناك قوةٌ أخرى نوعٌ آخر من الجوع تعطشٌ لا يرتوي ولا يمكن أخماده |
oğlumun intikamının alınacağına inandım. Benden çok daha büyük bir güç tarafından. | Open Subtitles | سيتمّ الإنتقام على مقتل إبني .من قبل قوةٌ اكبر مني |
Gerçek güç burada. | Open Subtitles | هناكَ قوةٌ حقيقيةٌ هناكَ |
Howard, hepimiz süper güçlerle ortaya çıkacak birini umut ederiz, ama ortaya çıkagelecek tek süper güç siyah bir elbise giyiyor. | Open Subtitles | (هوارد) جميعنا نتمنى أن يأتي شخصاً يملكُ قوةٌ عظمي، لكن صاحب القوة الخارقة المتأكد سنظهرُ من عباءته السوداء |