Bir gün, tacımı aldığında Yeterince güçlü olacaksın, ama henüz değil. | Open Subtitles | يوماً ما ستكون قوياً بما يكفي لتأخذ تاجي لكن ليس بعد |
Askı Yeterince güçlü olacak gibi görünmüyor Benim çalışma türünüm için. | Open Subtitles | لا يبدو أن ستراب سيكون قوياً بما يكفي لنوعية استثماري |
İş yerinde kullanılıyor diye senin için Yeterince güçlü değil diyorsun ama stajyerler için durum böyledir. | Open Subtitles | قلت إنك لاتجدينه قوياً بما يكفي لأنهم يستغلونه في العمل هكذا هي الحال بالنسبة للأطباء المتمرنين |
Asıl önemli olanı kurtarmak için kalbimi yerinden sökecek kadar güçlü olmalıyım. | Open Subtitles | لانقاذ ما هو أهم . . يجب أن أكون قوياً بما يكفي |
Seni gönderecek kadar güçlü degilim. Bunu yapabilirim. Serbest olacagim. | Open Subtitles | كلاّ، لستُ قوياً بما يكفي حتى أرسلكَ، يمكنني أنا الذهاب |
- Girmeme izin vermiyor. Zar zor dayanıyorum. Yeteri kadar güçlü değilim. | Open Subtitles | إنها لا تدعني أدخل، أنا بالكاد أصمد ولست قوياً بما يكفي الآن. |
Bu tekne gerektiği kadar sağlam değil William Blake. | Open Subtitles | هذا القارب ليس قوياً بما يكفي يا (وليام بليك) |
Fakat sondamızın Yeterince güçlü olduğunu varsayalım. Hayatta kalsın ve devam etsin. | Open Subtitles | لكن تخيّلوا لو كان المسبار قوياً بما يكفي ليصمد ويستمر بالتقدّم |
Yeterince güçlü olacağını ve samanyolu galaksimizin merkezindeki süper kütleli karadeliğin resmini çekebileceklerine inanıyorlar. | Open Subtitles | يعتقد الفريق أنّ التلسكوب سيكون قوياً بما يكفي لالتقاط صورة لأفق الحدث في الثقب الأسود الضخم في وسط مجرّة درب التبانة |
Tek başıma da Yeterince güçlü ve sert bir erkek olduğumu kanıtlamak istedim. | Open Subtitles | بأنني قوياً بما يكفي وصلباً بما يكفي لأكون رجل نفسي |
Yeterince güçlü değilsin. Korkuyorsun. | Open Subtitles | أنت لست قوياً بما يكفي أنت خائف |
Ama Kevin bu tehlikeli yolculuk için Yeterince güçlü olmadığını düşünüyordu. | Open Subtitles | لكن شعر (كيفن) بإنه ليس قوياً بما يكفي لتحمل مخاطر الرحلة. |
-Efendim, Yeterince güçlü değilsiniz. | Open Subtitles | مولاي.. لست قوياً بما يكفي |
Yeterince güçlü değilsin. | Open Subtitles | أنت لست قوياً بما يكفي |
Bunun gibi bir hayvanın saatlerce yüzecek kadar güçlü olması gerekirdi. | Open Subtitles | حيوان مثل هذا يجب أن يكون قوياً بما يكفي ليسبح لساعات. |
Yani, yaptığımız yeteri kadar güçlü olmayabilir. | Open Subtitles | أعني ، قد يكون ما نصنعه ليس قوياً بما يكفي |
Şimdi, şunu düşünebilirsiniz; çelik , merkezcil kuvvete direnebilecek kadar güçlü mü | Open Subtitles | الآن، يمكنك أن تحسب الفولاذ ليس قوياً بما يكفي لمقاومة قوة الطرد المركزية هذه |
Nesnelerin yüzünün altını görmek için nesneleri delip geçecek kadar güçlü ışığa ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لنرى تحت أسطح الأشياء نحتاج ضوءاً قوياً بما يكفي لإختراق الأجسام. |
Bu, silahlarla değil, inançla yapılan bir savaş... ve senin inancın yeteri kadar güçlü değil. | Open Subtitles | إنها معركة إيمان .. وإيمانك ليس قوياً بما يكفي |
Yoksa bir gün kilitleyemeyeceğin kadar güçlü hale gelir. | Open Subtitles | ما عدا ذلك, يوماً ما هو سيكون قوياً بما يكفي ليقوم بإحتجازك في الداخل |
Bu tekne gerektiği kadar sağlam değil William Blake. | Open Subtitles | هذا القارب ليس قوياً بما يكفي يا (وليام بليك) |
Alastair'i öldürebilecek kadar güçlüsün. | Open Subtitles | المقصد هو أنك كنت قوياً بما يكفي لقتل (ألاستير) |