"قوية و" - Translation from Arabic to Turkish

    • güçlü ve
        
    güçlü ve bağımsız olduğumu öğrenmek için kel kafalı bir adama ihtiyacım yok. Open Subtitles لست بحاجة لمساعدة رجل أصلع داخل كتاب ليقول لي اني قوية و مستقلة
    Ayrıca güçlü ve güzel bir kadın olduğunu düşünüyorum, ama farkında değilsin. Open Subtitles أظن كذلك أنك أمرأة قوية و جميلة و التي لا تدرك هذا
    CA:Savaş odası, güçlü ve dramatik geliyor kulağa. TED ك أ: تبدو كلمة غرفة الحرب قوية و مثيرة.
    Bu ilerleme dinamikleri güçlü ve gerçek dünyada kullanılabilirler. TED ديناميكيات التقدم هذه قوية و يمكن إستخدامها في العالم الحقيقي
    İnanamıyorum... insanın bir beygir kadar... güçlü ve sabırlı bir ruhu olmasını bekliyor. Open Subtitles استطيع ان اتخيل انه يتوقع رجلا له روح قوية و صبورة مثل حصان نقل
    Çünkü o kız çok güçlü ve üstesinden gelmiş gibi görünebilir ama çok hassas. Open Subtitles لأن هذه الفتاة قد تتظاهر بأنها قوية و لم تعد تحبك
    Yılda bir kez yaprak terkeder ağacı. Hala büyür ağaç güçlü ve gururlu. Open Subtitles الأوراق تسقط من الأشجار كل عام و لا تزال الشجرة تنمو قوية و أبية
    Çocuğumuzu yetiştirip, geleceğimizi tesis edeceğimiz güçlü ve emniyetli bir vatan. Open Subtitles أرض قوية و آمـنة نربي فيها أولادنا ونـبـني مستقبلنا
    Efsane, kodun çok güçlü ve tehlikeli olduğu konusunda uyarıyor. Open Subtitles الأسطورة تحذر من أن الشيفرة قوية و خطيرة
    Aslanlar zayıf ve yavaş olanları yiyerek antilop nüfusunun diğer bütün hayvanlar arasında güçlü ve yeterli oranda kalmasını sağlıyor. Open Subtitles عبر اكل الأضعف و الأبطأ الأسود تبقى الظباء قوية و بعدد مناسب لعدد الحيوانات الاخرى
    Pekâlâ bunu yapacağım ama sırf annen beni güçlü ve becerikli bir kadın olarak görsün diye. Open Subtitles حسناً, سأفعل ذلك و لكن فقط لأنني أريد أمك أن تراني كأمرأة قوية و قادرة
    Katrina güçlü ve kurnaz bir cadı. Open Subtitles أنها ساحرةٌ قوية و مخادعة سأقوم بتفتيش الغرف و إن لزم الأمر , سأقوم بتقويتها
    Ne var biliyor musun, evlat? Kızımı kendi kararını verebilecek, güçlü ve bağımsız olarak yetiştirdim. Open Subtitles لقد ربيت ابنتي لتكون امرأة قوية و مستقلة بذاتها والتي تستطيع اتخاذ قراراتها
    Bayırı tırmandıktan sonra algıladıkları açı ile bayırı tımanmak için gereken enerji miktarı arasında güçlü ve inanılır bir ilişki bulduk. Open Subtitles إذن, لقد اكتشفنا علاقة قوية و وثيقة بين الزاوية التي استشعروها بعد صعود المنحدر
    Çok güçlü ve tek yönlüdür. TED كما أنها قوية و تشكل وجهة نظرٍ واحدة.
    O hayatı deniz kadar güçlü ve derin yaratmıştır. Open Subtitles جعل الحياة قوية و عميقة مثل البحر
    Kocanın evlendiği kadın, güçlü ve onurluydu. Open Subtitles زوجك تزوج من أمرأة قوية و جليلة
    Ne kadar güçlü ve güzel olduğunu görüyor musun? Open Subtitles هل ترين كم أنتِ قوية و جمبلة ؟
    Evde tamamen güçsüz olduğu için işyerinde güçlü ve başarılı biri haline gelen pek çok kadından biri. Open Subtitles إنها حالة كلاسيكية من التحول العاطفي... قوية و شديدة في العمل لانها بلا قوة و إرادة تماماً في المنزل.
    Acı içindeydi. Hayır, hayır, o güçlü. Ve daha da güçleniyor... Open Subtitles لقد كانت في عذاب- لا, هي قوية و تزداد قوة-

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more