Hindistan'da ne işim olduğunu ve bu işi neden yaptığımı soruyorlar. | Open Subtitles | يسألوني الناس عن سبب تواجدي في الهند, و عن سبب قيامي بهذا العمل. |
Arada bir bu işi neden yaptığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | يا إلهي الرحيم، بين الحين والآخر أذكر سبب قيامي بهذا العمل |
Ve bunun daha önce yaptığım için olduğunu düşündüğünü biliyorum. | Open Subtitles | أعلم انكِ تظنين أن هذا بسبب قيامي بذلك من قبل |
Zorlayıcı. Bunu yaptığım zaman bir daha geri dönüşü yok. | Open Subtitles | إنه خطير وليس هنالك من مجال للتراجع حين قيامي به |
Zaten hayattaymışım numarasını zor yapıyorum bir de medyum numarası yapmayayım şimdi. | Open Subtitles | أنا أعاني بشدة حاليًا من مشكلة تمثيلي أنّي على قيد الحياة ناهيك عن قيامي بدور الوسيطة الروحية أيضًا |
Ve bu aşağı yukarı bunu yapmamın nedenidir. | TED | وهذا هو الدافع الرئيسيي خلف قيامي بهذا العمل. |
Bunu çok uzun yıllar yaptıktan sonra keşfettim ki, gerçeğin arkasında sihirli bir dünya var. | TED | وجدت بعد قيامي بهذا لسنوات عديدة أن هناك عالما سحريا خلف العالم الحقيقي |
Niçin yaptığımı sorduklarında, onlara söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | عندما يسألونك عن سبب قيامي بهذا أريدك أن تخبرهم |
İçip evden çıkmışım ve bunu yaptığımı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | ثملت للغاية و تركت المنزل و لا اذكر قيامي بذلك |
Yani ayrı düşsek bile şu andan sonra ne yaptığımı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | إذاً فحتى عندما نكون بعيدين، فإنك تستطيع تذكر ما أفعله عقب قيامي به؟ |
Böyle yaptığımı görünce o İncil'i aldılar, yerine küçük, cep İncil'i verdiler, üzerine oturamayacağım büyüklükte. | Open Subtitles | لكن عندما شاهدوا قيامي بذلك أخذوه بعيداً ولاحقاً أحضروا واحداً جيبي صغير الحجم الذي لا يمكنني الجلوس عليه |
Neden ve nasıl yaptığımı öğrenmek istiyorsanız gidip oraya kendiniz bakın. | Open Subtitles | إذا أردت معرفة سبب قيامي بذلك اذهب والقي نظرة |
Neden ve nasıl yaptığımı öğrenmek istiyorsanız gidip oraya kendiniz bakın. | Open Subtitles | إذا أردت معرفة سبب قيامي بذلك اذهب والقي نظرة |
Bir şeyler yaptığım gerçeğini kabullenmiyorsun bu seninle ilgili değil. | Open Subtitles | أنتي فقط لا تودّي تصديق قيامي بشيء لا يتمحور حولكِ |
Bu yaptığım sihirli gezintiden daha çok eğlenceli olacak. | Open Subtitles | هذا أكثر روعة من قيامي بتلك الجولة السحرية |
Bu yaptığım sihirli gezintiden daha çok eğlenceli olacak. | Open Subtitles | هذا أكثر روعة من قيامي بتلك الجولة السحرية |
Bakın, buraya yardım etmeye geldim, doğru yaptığım bir işin sorgulanmasını için değil. | Open Subtitles | إسمعا، لقد جئت إلى هنا للمساعدة، وليس لأتعرض إلى هجوم بسبب قيامي بعمل قانوني تماما. |
Kız-kıza yapıyorum diye pek çok insan benimle görüşmeyi kesti. | Open Subtitles | rlm; يعلق الكثيرون حول قيامي rlm; بمشاهد مع الفتيات فقط، |
Bu iş güzel yürüyor, çünkü ben işimi iyi yapıyorum. | Open Subtitles | .... بايدن ما يجعل الأمور تجري في هذه البلدة هو قيامي بواجبي |
Bu yüzden bunları yapıyorum. | Open Subtitles | هذا سبب قيامي بما أفعله , أتفهم ذلك ؟ |
Nişanlıma bile yardım edemiyorsam, bu işi yapmamın ne anlamı var? | Open Subtitles | ما المغزى من قيامي بهذا العمل لو لم أستطع مساعدة خطيبتي ؟ |
Kaydı yaptıktan hemen sonra, polisi ve itfaiyeyi aradım, ...yanlış alarm yapıldığını söyledim. | Open Subtitles | بعد قيامي بالتسجيل، إتّصلتُ الشرطة وقسم الحرائق، وأخبرتهم أنّه إنذار كاذب |
Ama sonra at gözlüğümü takıyordum. Oraya geri dönüyor, işlerimi yapıyordum ama bunu yaparken bunu geliştirdim -- öfkeli, huysuz davranış biçimi. | TED | ثم أضع غمامتي، وأخرج مجددًا وأقوم بأموري، ولكن خلال قيامي بذلك، نما داخلي سلوك غاضب نكد. |