"قَول" - Translation from Arabic to Turkish

    • söyleyemem
        
    • söylemeye
        
    • söylemeyi
        
    • diyemem
        
    • Söylemek
        
    • demeyi
        
    • söyleyeceğinize
        
    • diyemeyeceğim
        
    • söyleyemezsin
        
    Luke, biliyorsun şuan hiçbir şey söyleyemem. Boss Hogg sırtımı kamçılar. Open Subtitles تَعْرفُ لوك انا لا أستطيعُ قَول أيّ شئِ رئيسي سَيُمزّقُ جلدَي
    Yapmadığım birşey için üzgün olduğumu söyleyemem. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ قَول أَنا آسفُ لما أنا مَا عَمِلتُ.
    Bunu söylemeye çekiniyorum ama hâlâ vaktin var. Open Subtitles أَتردّدُ في قَول هذا، لَكنَّك ما زِلتَ عِنْدَكَ وقتُ...
    Bu kasabada hastalara bakmak istiyorsan söylemeyi de kesmen lazım ayrıca. Open Subtitles وأنت تَحتاجُين للتَوَقُّف عن قَول ذلك إذا أردْت الحُصُول على بعض المرضى في هذه البلدةِ
    Bir şey diyemem Jeliza Rose. Ben öyle şeylerden anlamam. Open Subtitles أنا حقاً لا أَستطيعُ قَول هذا جولايزا روز أنا لا أَعْرفُ شياءً عن هذه الامور
    Biraz yalnız kalabildiğimize memnunum. Sana bir şey Söylemek istiyorum. Open Subtitles أَنا مسرورُ اننا لوحدنا أنا كُنْتُ اريدُ قَول شيءِ إليك.
    Bayım Bk demeyi bırakmalısınız . Open Subtitles السيد، أنت يَجِبُ أَنْ تَتوقّفَ عن قَول بي إم الآن.
    Gerçeği söyleyeceğinize yemin eder misiniz? Open Subtitles تُقسمُ على قَول الحقِّ، كلّ الحقيقة، لا شيء سوى الحقيقة؟
    Size bir kere daha hayır diyemeyeceğim, o yüzden kapatıyorum. Open Subtitles لا. أنا لا أَستطيعُ قَول لا إليك ثانيةً, لذا أَنا فَقَطْ انوي...
    Kameranın karşısına geçip söylenmesi gerekenleri söyleyemem. Open Subtitles لا يُمكنني الظُهور أمام الكاميرا و قَول الأشياء التي يَجِب قَولُها
    Bu konuda haklı olduğuna sevindiğimi söyleyemem ama iyi bir noktaya değindin Shepard. Open Subtitles لا أَستطيعُ قَول أَنى سعيد بانكى كنتى محقه بشأن هذا, ولكن كانت ملاحظه جيده, يا شيبارد. جيد على كل حال.
    Bunu ikinci defa söyleyemem. Open Subtitles أنا لا أَستطيعُ قَول هذا أكثر مِنْ مرّة.
    Bir şey söylemeye çalışıyorum baba. Open Subtitles - لا، أَبّ. أُحاولُ قَول الشيءِ. لَستُ جاهز لأنت للتَرْك.
    Korkuyorum, gerçeği söylemeye korkuyorum. Open Subtitles أنا خائِف، خائِفٌ من قَول الحقيقَة
    Sanırım Kelso'nun söylemeye çalıştığı belki de iyi bir ilk izlenim sağlayamıyorsundur. Open Subtitles أعتقد الذي كيلسو يُحاولُ قَول ذلك... لَرُبَّمَا أنت لا تَجْعلُ أفضل إنطباعِ أولِ.
    Bunu söylemeyi kes, tamam mı? Open Subtitles أنا صديقك توقّفْ عن قَول ذلك، مفهوم ؟
    Lütfen bunu söylemeyi bırakın efendim. Open Subtitles رجاءً توقّف عن قَول ذلك , سيدتي
    Hayır, bulundum diyemem. Open Subtitles لا، لا يَستطيعُ قَول بأنّني عِنْدي.
    Hayır, tanıştım diyemem. Open Subtitles لا، أنا لا أَستطيعُ قَول بأنّني عِنْدي.
    Bir dişinin, bir eşte tam olarak nelere baktığını Söylemek zor. Open Subtitles من الصعب قَول بالضبط ما الذي تَبْحثُ عنه الأنثى في الشريك.
    Esas Söylemek istediğim... çok özür dilerim. Open Subtitles أَحْزرُ ما أردتُ قَول كَانَ، أَنا آسفُ جداً.
    İlişki demeyi keser misin? İlişki. Open Subtitles تَتوقّفُ عن قَول الكلمةِ "علاقة" ذلك الطريقِ؟
    Tanrı'nın adıyla, duruşmadan önce gerçeği, bütün gerçekleri, gerçek olan herhangi bir şeyi... söyleyeceğinize yemin eder misiniz? Open Subtitles في السببِ الآن بانتظار قبل هذه المحكمةِ تُقسمُ على قَول الحقِّ، كلّ الحقيقة ولا شيء سوى الحقيقة؟
    Size bir kere daha hayır diyemeyeceğim, o yüzden kapatıyorum. Open Subtitles لا. أنا لا أَستطيعُ قَول لا إليك ثانيةً, لذا أَنا فَقَطْ انوي...
    Denemediğimizi söyleyemezsin. Open Subtitles لذا أنت لا تَستطيعُ قَول بأنّنا لَمْ أعطِه a طلقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more