Olan şey, birey olarak değerimizi kaybetmemiz! - Herkes bahsediyor. - Süper. | Open Subtitles | الذي يحدث أننا قد فقدنا قيمتنا كأفراد أذن الجميع يتحدث عن هذا |
İnternet bizim birey olarak katkıda bulunmamız ve duyulmamıza izin veriyor. | TED | وهي تتيح لنا إمكانية الإدلاء برأينا وأن نسمع أصواتنا كأفراد. |
Ama bunun büyük bir sorun olduğuna inanıyorum, bizim için toplum olarak, kültür olarak ve bireyler olarak tehlikeli potansiyel sonuçları olan bir sorun. | TED | و لكني أعتقد أن هذه مشكلة كبيرة، مشكلة يحتمل أن تكون عواقبها خطيرة بالنسبة لنا كمجتمع، كثقافة و كأفراد. |
bireyler olarak cinsiyetçi şiddeti gördüğümüz anda durdurmalıyız. | TED | يجب علينا كأفراد إيقاف العنف ضد المرأة كلما حدث. |
Bugün, bireysel olarak ne yapabileceğimiz üzerine odaklanmak istiyorum. | TED | اريد ان اركز اليوم على مانستطيع عمله كأفراد. |
Bayanlar ve baylar, bana geleceğe dair muazzam bir güven veren, artık bireysel olarak dünyanın büyük zorlukları ile başa çıkmak için güçlendirilmiş olduğumuz gerçeğidir. | TED | سيداتي وسادتي ما يعطيني ثقة كبيرة بالمستقبل بأننا الآن أكثر قوة كأفراد لمواجهة التحديات العظمى لهذا الكوكب. |
Ve ben inanıyorum ki, gece karanlığında korku saçan bu yaratıklar kendilerini toplumun normal bir üyesi gibi göstermektedirler. | Open Subtitles | وأنا أعتقد أن هذه المخلوقات التي تنشر الرعب ليلاً، تتخفى كأفراد طبيعيين في المجتمع |
Yani birey olarak her tür olabilirler. | Open Subtitles | حتى اللطفاء لعبيدهم يهتمون بالناس الآخرين. أعني كأفراد قد يكونوا ربما أيّ شئ |
birey olarak düşünüyoruz ve... bunları ekiple paylaşıyoruz. | Open Subtitles | نفكر كأفراد و نتشارك الأفكار مع باقي الفريق |
Sizin harika Meadowbank okulunuz bayan öğrencilerinize, birer birey olarak davranmasıyla ünlenmiştir. | Open Subtitles | في نظر ًً ميدووبنــك ً ليس كذلك شهرتها لا زال فيها بقية كيف تنظرين إلى سيداتك ؟ ــ كأفراد ؟ |
birey olarak hazır bulunuşluğunuzu belirleyecek bu da tim için hazır olup olmadığınızı. | Open Subtitles | وستحدد لديك استعداد بعثة كأفراد ، وسوف تحدد استعدادكم لهذا الفريق. |
Oh, doğru, evet, çünkü, uh, biz ikiziz, ve, uh, birey olarak kendimizin farkında değiliz. | Open Subtitles | أوه، صحيح لأنّنا توأم ولانتمتع باراء خاصة كأفراد طبيعين |
İki insan başka bir hayat yarattıklarında, birey olarak yaşadıkları önceki hayatlarını bir kenara bırakırlar. | Open Subtitles | يمكن التكهن بها. عندما يلتزم شخصان سوياً يتركون حياتهم السابقة كأفراد |
Başarılı olmak için bireyler olarak piyasa ekonomisine erişime güvendiğimizi fark etmek gerçekten önemlidir. | TED | من المهم جدًا أن ندرك أننا جميعًا كأفراد نعتمد على الانخراط في اقتصاد السوق هذا لنصبح ناجحين. |
Çoğu insan kendisini yeryüzünde benzeri olmayan bireyler olarak görür. | Open Subtitles | معظم الناس يفكرون في أنفسهم كأفراد ليس هناك على سطح الكوكب مثلهم |
Her birimiz üzerinde bireyler olarak odaklanan ve yeni gelişmekte olan bir disiplin için kusursuz bir ev. | Open Subtitles | كان هذا المكان المثالي لازدهار قواعد السلوك التي ركزت علينا كأفراد علم النفس |
Bu bilgileri bireyler olarak almak bizim sorumluluğumuzdur, bu şekilde anlarız ve büyük yayılmanın önlenmesine elimizden gelenle katkıda bulunabileceğimizden emin olabiliriz. | TED | ويعد الحصول على المعلومات كأفراد بمثابة مسؤولياتنا الشخصية، ونفهم بذلك ويمكننا التأكد من أننا نستطيع المساهمة بطرقنا الخاصة لمنع الانتشار الكبير. |
Sadece bireysel olarak kendimiz için değil herkes için nasıl savaştığımız. | TED | كيف لنا ألا ندافع فقط عن أنفسنا كأفراد ولكن أن نقاتل من أجل الجميع؟ |
Size, hem bireysel olarak hem de çift olarak meydan okuyacağınız kişiye özel bir program hazırladım. | Open Subtitles | لقد صممت برنامج خاص. مصمم لتحديكم جميعاً. كأزواج و كأفراد. |
Bu bizim insanlar hakkında bireysel olarak düşünmediğimiz anlamına gelir. | TED | وتعني أننا لا نفكر في الناس كأفراد. |
Ve ben inanıyorum ki, gece karanlığında korku saçan bu yaratıklar kendilerini toplumun normal bir üyesi gibi göstermektedirler. | Open Subtitles | و أنا أعتقد أن هذه المخلوقات التي تنشر الرعب ليلاً، تتخفى كأفراد طبيعيين في المجتمع |
"Babacan Yuva ekibinin üyeleri ve liderleri olarak... | Open Subtitles | كأفراد ومسؤولين في فريق مركز الرعاية الأبوية النهارية |