| Bu harika. Bu şeyin tadını peynir gibi yapamayacağı şey yok. | Open Subtitles | إنه لأمر مدهش, كم عدد الأشياء التي يمكنهم جعل طعمها كالجبنة |
| Kevlar ve çelik yeleği peynir gibi delip geçer. | Open Subtitles | يقطع من القفازات إلى درع الصدر كالجبنة الذائبة |
| Sırtım ağrıyor, ayak bileklerim şişmiş, ve ellerin peynir gibi kokuyor. | Open Subtitles | ظهري يؤلمني كاحلاي متورمان و يداك رائحتهما كالجبنة |
| Kireç taşına İsveç peyniri gibi oyuklar açıyor. | Open Subtitles | تقعر ثقوباً عبر الحجر الجيري كالجبنة السويسرية |
| Küflü peynir gibi; kimileri bayılır, kimileri aynı mekânda bile duramaz. | Open Subtitles | كالجبنة الزرقاء، بعض الناس تحبها والبعض الآخر لا يطيق الوجود في ذات الغرفة معها. |
| peynir gibi kokuyor da. | Open Subtitles | رائحتها كالجبنة |
| Araba bozuk peynir gibi kokuyor. | Open Subtitles | السيارة تبدو كالجبنة المعفنة |
| Ellerin peynir gibi kokuyor. | Open Subtitles | رائحة يدك كالجبنة |
| peynir gibi. | Open Subtitles | هذه تبدو كالجبنة |
| - peynir gibi kokuyorsun. | Open Subtitles | - رائحتك تبدو كالجبنة |