buz gibi, kasvetli ve kötücül alev. | Open Subtitles | بشكل بارد كالجليد و قاتم, النار المتوحشة |
buz gibi katı görünen bir cismin nasıl bükülüp akabildiğini gösteren bir ipucu. | Open Subtitles | لماذا شيء صلب كالجليد بإمكانه أن ينحني ويتدفق أيضاً |
Ahbap, ızgaralar henüz kaya gibi soğuk tamam mı? | Open Subtitles | يا رجل ، آلات القلي تلك باردة كالجليد حسناً؟ |
buz gibi bir kalbi olmalı,evlat. Fakat lanetini iyi yayıyor. | Open Subtitles | رغم أن قلبها قاسِ كالجليد لكنهاطباخةماهرة. |
Bunun gibi değildi ama mavi, sert buzdu. | Open Subtitles | ليس كالجليد فاتح اللون هذا كان ثلجًا صلدًا |
Şimdi komik bir şey. Bu karakteri eğer -- bu tahta versiyonu, ama aynı yapay zekaya sahip -- ama bunu buz gibi kaygan bir zemin üstüne koyarsak ne olur. | TED | الآن مجرد شيء قليل ما يحدث إذا اعتمدت هذا الطابع -- الآن لدينا نسخة خشبية و لكن بنفس الذكاء الاصطناعي-- ولكن إذا وضعته على سطح زلق كالجليد. |
Duvarlar buz gibi. | Open Subtitles | واو الحائط بارد كالجليد. |
buz gibi soğuk. | Open Subtitles | ثلج بارد كالجليد. |
Bu su tam anlamıyla buz gibi. | Open Subtitles | ! بدون مبالغة: هذا الماء بارد كالجليد |
# Eriyen kar gibi gelip geçti hepsi | Open Subtitles | جميعهم ماتوا.. كالجليد الذائب |
Ellerin buz gibi. | Open Subtitles | يداك باردتان كالجليد. |
- buz gibi bir bodrumum var. | Open Subtitles | -القبو عندي بارد كالجليد |
- buz gibi olmuş. | Open Subtitles | -إنها باردة كالجليد |
Bence öyle değil. O sanki bir buz parçası. Sence öyle. | Open Subtitles | لا ، لا اعتقد ذلك فهذا الشاب كالجليد |
Yağmur suyu ana kayadan ya da tavandan içeri sızarak buradaki kayanın ayrışmasına neden olmuş ve sızan su kayayı kristalleştirerek buz saçağı görünümü almasını sağlamış. | Open Subtitles | يترشح هذا المطر إلى صخر الأديم، أو حجر الأساس ليحلّل الصخور الموجودة هناك، ويصبح على هيئة الماء المتقطر المتبلور، تماماً كالجليد المتدليّ. |
Anlaşılan heyecandan elin ayağın buz kesilmiş. | Open Subtitles | أرى أنّك باردة كالجليد في ترقّب. |