"كانت ترتدي" - Translation from Arabic to Turkish

    • giyiyordu
        
    • giymişti
        
    • giyerdi
        
    • takıyordu
        
    • giyiyormuş
        
    • takmıştı
        
    • takardı
        
    • giyinmişti
        
    • giymiş
        
    Fotoğrafın yeni çekilmiş olması gerekti çünkü fotoğrafta modelin elbisesini giyiyordu. Open Subtitles لابد أنها كانت حديثة، لأنها في الصورة كانت ترتدي ثوباً حديثاً،
    Onunla görüştüğümde domuz derisi giyiyordu. Şu an ise timsah derisi. Open Subtitles لقد كانت ترتدي جلد الخنزير عندما قابلتها و الآن بجلد التمساح.
    ", "O partide ne giymişti? ", "Yaptığı ne aptalca" veya " Niye bir otel odasında TED لماذا يواصلون العودة؟ ماذا كانت ترتدي في تلك الحفلة؟
    Asi, kıvırcık saçları vardı, sürekli parlak sarı çiçekli elbiseler giyerdi. TED كان لديها ذلك الشعر الجاف، المجعد، ودائمًا ما كانت ترتدي فساتين ذات ورود صفراء.
    - Belki kız mikrofon takıyordu. - Üzerindeki yapışkanı açıklıyor. Open Subtitles ربما كانت ترتدي ميكروفون هذا يفسر المادة اللاصقة التي وجدناها
    İlginç. Kurban çelik yelek giyiyormuş. Open Subtitles مكتوب هنا ان الضحية كانت ترتدي سترة للحماية
    Büyükannesinin kolyesini takmıştı ve onun için değeri dünyalar kadardı. Open Subtitles لقد كانت ترتدي عقد جدتها وهو يعني الكثير لها
    Dur tahmin edeyim fırındaki kasiyer kız, bale çorabı giyiyordu. Open Subtitles دعني أخمن أمينة الصندوق في المخبز كانت ترتدي مدفئات للساق
    Sandra ise elbise ve topuklu ayakkabı giyiyordu ve makyaj yapmıştı. Open Subtitles حسنا كين كان يرتدي كنزة وحذاء تنس ساندرا كانت ترتدي فستانا
    Bikini üstü giyiyordu pullu bir kuyruğu, ve yapılmış saçları vardı. Open Subtitles لقد رأيت حورية البحر لقد كانت ترتدي صدرية ..و كان لديها ذيل متقشر جميل و اعتقد أن لديها شعر مستعار
    Öğretmen çarşaf giyiyordu. Neha artık yok. Open Subtitles المعلمة كانت ترتدي النقاب وهـــــي الآن ليســـــت معـــــــنا
    Fakirlere dağıtılan botlara benzer bir şey giyiyordu. Open Subtitles لقد كانت ترتدي تلك الجزمة التي تجعلها مثل جيش الخلاص , وتجعل ركبيتها كبيرتين
    Evet bir kez fakat mayo giyiyordu. Open Subtitles نعم، مرة واحدة، ولكن كانت ترتدي ملابس السباحة.
    Aslında hoş göründüğünü düşünmüyordum ama sımsıkı pembe bir bluz giymişti. Open Subtitles إنها لا تبدو رائعة لكنها كانت ترتدي الثوب الزهري الضيق
    -O mutfağımdaydı, senin tişörtünü giymişti ve kendimi kaybettim. Open Subtitles وكانت في المطبخ بلدي، أنها كانت ترتدي قميصك، وأنا قطعت.
    Kırmızı elbisesini giymişti. Kıpkırmızı... afyonların sanırım, ekili olduğu bir tarla vardı. Open Subtitles ‫كانت ترتدي رداءها الأحمر ‫وكان هناك حقل من الزهر الأحمر
    Siyah pelerin giyerdi. Drakula'nın yardımcısına benzerdi. Open Subtitles كانت ترتدي تلك الياقات السوداء لتبدو كأنها معاونة دراكولا
    Pahalı elbiseler giyerdi ve nasıl şarap isteyeceğini bilirdi. Open Subtitles كانت ترتدي ملابس ثمينة وكانت تعرف كيف تطلب النبيذ
    İçlerinden biri gümüş kemer takıyordu. Open Subtitles أجل اخبرتك , ان احدهن كانت ترتدي حزام فضي
    Kısa kırmızı bir elbise giyiyormuş. Tam olarak evde giydiği kıyafet değil. Open Subtitles كانت ترتدي فستاناً أحمراً ضيقاً, و هذا بالضبط ما لا ترتديه في المنزل
    Bacaklarına tozluk takmıştı ve bir dans dergisi okuyordu. Open Subtitles لقد كانت ترتدي السراويل المعدة للرقص وتقرأ مجلة رقص
    Gözlükleri neden sevdiğini biliyorum. Çünkü o gözlük takardı. Open Subtitles أعلم سبب قولك لهذا كانت ترتدي نظارات هي الأخرى
    Çok seksi ve çok çekici giyinmişti. Biliyor musun? Open Subtitles كانت ترتدي شيء مثير وبراقاً كلياً، ألا تعرف؟
    Kapıdan çıkarken neler giymiş olduğunu görmeliydiniz. Open Subtitles كان يجب أن تروا ما كانت ترتدي و هي خارجة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more