"كانت جزء من" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir parçasıydı
        
    • bir parçası
        
    • bir parçasıysa
        
    • parçasıymış
        
    • parçası olmuştu
        
    Fark ettiğim şeylerden biri de, ki bu da değişim sürecinin bir parçasıydı, dört ana temanın bulunmasıydı. TED من الأشياء التى لاحظتها، التي كانت جزء من التحول، أن هنالك أربعة أمور أساسية.
    Kolonlar mimarinin bir parçasıydı ve onların varlığı daha derin yaşamamızı sağlıyordu. TED تلك الركائز كانت جزء من هندستنا، ووجود تلك الركائز يساعدنا في عيش حياةٍ أكثر عمقاً.
    Amanda Krueger 1940'larda bir tımarhanede görevliydi ve dinsel ayinlerin bir parçası olmuştu. Open Subtitles أماندا كروغار كانت جزء من تعليمات دينية الذي أدار ذلك الملجأ في الأربعينات
    O, şapkasını sadece üniformalarının bir parçası olduğu için takıyordu. Open Subtitles هي أرتدها فقط لانها كانت جزء من ألزي الرسمي لها
    Suistimal edilen kadınların barındığı ağın bir parçasıysa şüpheli ikisinin de yardım ettiği birini arıyordur. Open Subtitles ان كانت جزء من الشبكة التي تأوي النساء المتعرضات للإساءة قد يكون الجاني يبحث عن أحد ساعدتاه كلتاهما
    Birlikleri JSOC'nin bir parçasıymış. Open Subtitles وحدتهم كانت جزء من قيادة العمليات الخاصة المشتركة
    O bu deneyimin bir parçasıydı. Bize düşman olacak. Open Subtitles ـ لقد كانت جزء من تجربته ـ لم أسأل ماذا تكون
    Belliki bilmiyorsun, Mançurya Eski Kore'nin bir parçasıydı. Open Subtitles يبدو انك لا تعرف ذالك ولكن مانشوريا كانت جزء من كوريا القديمة
    Yeni nesil hiper-sürücüleri tasarlayan takımın bir parçasıydı. Open Subtitles لقد كانت جزء من الفريق الذى ساعد فى التصميم من أجل الأجيال القادمة للقيادة العليا
    - Kurban ayininin bir parçasıydı onu aldım ve kaçtım. - İnsanlar Klaus'tan kaçamaz. Open Subtitles هذهِ كانت جزء من طقوس للتضحية، لذا أخذتها ، و لذتُ بالفرار.
    Hakkımda ne düşünürsen düşün ailem yıllardır insan grubunun bir parçasıydı. Open Subtitles أيًّا يكُن ظنّك فيّ، فإنّ أسرتي كانت جزء من الفصيل البشريّ لسنين
    Parsa onu yakalamamızı istedi. Planının bir parçasıydı. Open Subtitles أرادنا أن نقبض عليها لقد كانت جزء من خطته
    Bir hayal edin, Lagos'taki her bir otobüsü bu örgütsel ağın bir parçası olarak. TED تخيل لو أن كل واحدة من هذه الحافلات في لاغوس كانت جزء من الشبكة المتداخلة.
    O da "Büyük Depresyon" kuşağında büyüyenlerin bir parçası. Open Subtitles لكنها كانت جزء من هذا الجيل الذي نشأ خلال الأكتئاب
    Bu bir parçası, aa, yeraltı tren yolunun. Open Subtitles لقد كانت جزء من خط السكك الحديدية القديم.
    Evet, polisler ona bu konuyu sorduklarında tek söylediği bunun dizaynın bir parçası olduğuymuş Open Subtitles وعندما الشرطة استجوبتها كل ما قالته إنها كانت جزء من التصميم
    Şiddetin ortaya çıkışı hem ani hem de şaşırtıcı ama bu canlıların beraber yaşamalarının bir parçası. Open Subtitles تندلع أعمال العنف البدائية فجأة وبشكل صاعق إلا أنها كانت جزء من الحياة المعقدة لهؤلاء القوم سوية
    Balo olayının bir parçasıysa buna açığım. Open Subtitles حسناً، إن كانت جزء من تجربة الحفل، فأنا مستعد لهذا.
    Düşünüyorum da, sen ve ben gizlenmenin bir parçasıysa eğer... Open Subtitles - أفكر .. بعلاقتيبكَ.. ما إنّ كانت جزء من العمل السريّ.
    Ya silahın bir parçasıysa? Open Subtitles ماذا لو كانت جزء من السلاح؟
    Deniz Seferi Birliği'nin parçasıymış. Open Subtitles وحدته كانت جزء من رحلة الإستطلاع البحرية22
    Onu tanımamak, neredeyse kişiliğimin bir parçası olmuştu. Open Subtitles عدم معرفتها كانت جزء من هويتي تقريبآ والآن كل هذا على وشك ان يتغير

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more