İyi rosto pişirmemin, iyi koca bulmama yardımcı olacağına inanıyordu. | Open Subtitles | كانت مقتنعة بأن طهي اللحم بطريقة مناسبة سيساعدني على إيجاد الزوج المناسب |
Ayrıca bebeğin sizlerden olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | لكنها كانت مقتنعة أيضاً بأن الجنين واحداً مكم |
Ashleigh her şeyinin düzeltilmesi gerektiğine inanıyordu. | Open Subtitles | أقصد, (أشلي) كانت مقتنعة أن كل شيء بشأنها يجب إصلاحه |
Annem, Rosa'nın ölümünün kendi hatası olduğuna emindi. | Open Subtitles | أن أمي كانت مقتنعة بأن موت روزا كان بسببها |
Bunu gerçekten yapacağıma tamamen inanmıştı. | Open Subtitles | -لقد كانت مقتنعة تماماَ انني سأفعل ذلك |
O, bu çocuktan başka kimse olamayacağına ikna etmişti kendini çünkü çocuğun kötü birisi olduğuna kendini inandırmıştı. | Open Subtitles | كانت مقتنعة بأن الفاعل هو الولد وليس أحداً آخر لأنها كانت تريد وكانت جاهزة لأن تتخيله كشخص سيء |
Ama kızıl saçlı bir ev kadını Maxine'nin yalancı olduğuna inanıyordu. | Open Subtitles | الجميع كذلك ماعدا ربة منزل واثقة ذات شعر أحمر كانت مقتنعة أن (ماكسين) كانت كاذبة |
Ursula, eğer onların burada bulunduklarına dair bir ipucu bulabilirse bunun onu zengin edeceğine inanıyordu. | Open Subtitles | (أورسولا).. كانت مقتنعة أنه لو كان يسعها إيجاد إثبات على زيارة فضائية، فسوف تغتني |
Carla kaza olmadığına inanıyordu. | Open Subtitles | كانت مقتنعة أنه ليس حادثة |
Fakat kızkardeşim bir yanlış anlaşılma olduğundan çok emindi. | Open Subtitles | لكن شقيقتي كانت مقتنعة أن بالأمر سوء تفاهم بسيط |
Zach'i kasıtlı olarak gizlediğinden ve gerçeği sakladığından emindi. | Open Subtitles | (كانت مقتنعة أنه يخفي (زاك و يخفي الحقيقة |
Annem seni mahvedeceğinden emindi. | Open Subtitles | أمي كانت مقتنعة أنه سيفسدكِ |
Kızı olduğuma inanmıştı. | Open Subtitles | كانت مقتنعة اننى كنت ابنتها |
Birisini ezip geçtiğine kendini ikna etmişti. Ama öyle bir şey olmadı. | Open Subtitles | كانت مقتنعة بأنها قامت بدهس أحد الأشخاص وهي لم تفعل |