Doğrusu çok kolaydı, beş yaşında bir çocuk bile tahmin edebilirdi. | Open Subtitles | الأمر كان سهل تماماً. طفل في الخامسه كان يمكنه أن يحزر. |
Onlar için risk almak kolaydı tabii nasıl olsa sonuçlarından etkilenmeyeceklerdi! | Open Subtitles | لقد كان سهل لهم أن يجازفوا لأنهم لن يعانوا من النتائج |
- Ünvanı korumak için on maç yaptım. - Onlar kolaydı. | Open Subtitles | لقد دافعت عن اللقب عشر مرات - هذا كان سهل - |
- Çok kolay oldu. - Evet. | Open Subtitles | حسنا، هذا كان سهل للغاية نعم، كان كذلك |
Peki Blair Cadısı'yla alışveriş etmek kolay mıydı yoksa devir sırasında giderler konusunda pazarlık etti mi? | Open Subtitles | وهل كان سهل التعامل مع الساحرة (بلير) ، أم اشتدت في المزايدة الختامية؟ |
Sadece terkedilmiş depodaki birinci seviye girişini bulmak çok kolay dedim. | Open Subtitles | قلتُ فقط أنّ مدخل المُستوى الأوّل للمُستودع المهجور كان سهل الإيجاد. |
kalp krizinin etkilerinin kolay olduğunu gördüm. | Open Subtitles | لأطفئ النوبة القلبية التي كان سهل التغلّب عليها |
Çingene zor olacağını düşünmeme neden oldu ama kolaydı. | Open Subtitles | تلك الغجريه جعلتنى أعتقدانه سيكون صعب ذلك كان سهل |
Benim için daha kolaydı bir zamanlar olay sadece anneyi kurtarmaktı. | Open Subtitles | كان سهل من قبل بالنسبة لي . على اي حال .. تعرف |
Eskiden bir oğlanın senden hoşlandığını anlamak çok kolaydı. | Open Subtitles | إنه كان سهل أن تعرفي إذاً ولد أحبك |
Senin için müziği bırakmak kolaydı | Open Subtitles | كان سهل عليك التخلّي عن الموسيقى |
kolaydı ve... ona vurmaya deva ettim. | Open Subtitles | ... هو كان سهل و أنـ .أنا فقط استمررت بضربه |
Ve sadece Tom'la mümkündü çünkü çok küçük ve kolaydı. | Open Subtitles | ومن ثم كان الشخص الوحيد المتاح أمامي هو "توم لأنه كان سهل المراس |
Bizim için ortadan kaybolmak kolaydı. | Open Subtitles | كان سهل علينا أن نختفي |
Bizim için ortadan kaybolmak kolaydı. | Open Subtitles | كان سهل علينا أن نختفي |
Bu yeterince kolaydı. | Open Subtitles | ذلك كان سهل بما فيه الكفاية |
Bu kolay oldu. "Chicago sigorta şirketleri" "658 bin kayıt bulundu" | Open Subtitles | حسنا، هذا كان سهل غريس، ما الأمر؟ |
Pekala, bu kolay oldu. | Open Subtitles | حسنا , هذا كان سهل |
çok kolay bulaşıyor olmasına rağmen şansımıza orta derecede güçlüydü. | TED | كان سهل الإنتقال, و لكنه ضعيف لحسن الحظ. |
Kelimelerin gücünü keşfettiğim ve onları kullanarak kendi dünyama kaçmanın ne kadar kolay olduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | اتذكر عندما كشفت قوة الكلمات وكيف كان سهل ان تهرب إلى عالمي الخاص باستخدامهم |