"كان سوء" - Translation from Arabic to Turkish

• bir yanlış
• Ne yanılmışım
• - Yanlış
• yanlış anlamaydı

Teslim olursan eminim bunun büyük bir yanlış anlama olduğunun farkına varacaklardır.
أنا متأكدة لو انك سلمت نفسك, فسيكتشفون إنه كان سوء فهم كبير

Bunu durdurmamıza yardım edebilirsin. Hepsi sadece büyük bir yanlış anlaşılma.
يمكنك المساعدة في إنهاء هذا الأمر كله كان سوء فهم كبير

Her şey korkunç bir yanlış anlama.
كنت أفكر أن الأمر برمته كان سوء فهم فظيع

Sizi Xe-Is'e götürebilirim siz de ona bunun bir yanlış anlama olduğunu anlatırsınız.
يمكن أن أقدمك إلى زايوس ويمكن أن نخبره انه كان سوء تفاهم

Sizin için ne yapabilirim, Don Roberto? Ne yanılmışım!
كان سوء تفاهم كبير

Bak ne diyeceğim, şimdi gidersen polise her şeyin bir yanlış anlama olduğunu söylerim.
من اخبرت غادرى الان ، وسأخبر الشركة بانه كان سوء تفاهم

Eminim ortada bir yanlış anlama var... onu arayacağız...
أنا متأكدة بأن ذلك كان سوء تفاهم سوف نتصل به أتريدينني أن أتصل به؟

bir yanlış anlaşılma oldu. Yarın gece salınacağını söylediler.
كان سوء تفاهم قالوا أنهم سيطلقون سراحه الليلة

Önemli değil. Seni affediyorum. Sadece bir yanlış anlaşılma, değil mi?
لا بأس، أسامحكِ كان سوء تفاهم بسيط، صحيح؟

Bak, sana üzgün olduğumu, büyük bir yanlış anlaşılma olduğunu ve değişmeye hazır olduğumu söyleyebilirim ama bu saçmalıkları duymak istediğini sanmıyorum.
يمكنني أن أجلس هنا و أٌقول لك أني آسف كان سوء تفاهم و أنا مستعد للتغيير و لكني لا أعتقد أنك تريدين سماع هذا الهراء

Şükürler olsun çok büyük bir yanlış anlamaymış.
على أيّ حال، كان سوء فهم كبير حمـدًا للربّ

Üzülerek ortada bir yanlış anlaşılma olduğunu da belirtti.
أراد التأكيد على أن ما حدث قبلاً كان سوء تفاهم

Biliyorum ama aslında bir yanlış anlamaymış. Serbest bırakıldı.
أعلم، لكنّ اعتقاله كان سوء تفاهم، وتم الإفراج عنه.

Oh, sanırım hepimiz onun feci bir yanlış anlama olduğunu anlayacağız.
أعتقد أننا جميعاً سوف نكتشِف أنهُ كان سوء فَهم فظيع.

Sanırım her şey büyük bir yanlış anlaşılmadan ibaret, değil mi?
أعتقد أن كل شيء كان سوء فهمٍ فادحاً، صحيح؟

Umuyorum ki... bugün Nevada çölünde olanlar... kültürel bir yanlış anlaşmadan kaynaklanıyordu.
أتحدث أليكم على امل... ...أن ماحدث صباح اليوم فى صحراء نيفادا. كان سوء فهم ثقافى.

Size zarar vermek istemedik. Bu bir yanlış anlaşılmaydı.
لم نقصد إيذائكم لقد كان سوء فهم

bir yanlış anlaşılma oldu. Özür dilerim, tekrar olmayacak.
لقد كان سوء تفاهم ولن يحدث مجدداً

- Sadece bir yanlış anlaşılma! - Çok kaba davrandı!
إنه كان سوء تفاهم - كان ذلك غير حسيسا -

Ne yanılmışım! Tanrım!
كان سوء تفاهم كبير

Yanlış anlaşılma mı? Sana öyle olduğunu mu söyledi? - Yanlış anlaşılma mıymış?
أعرف ذلك لقد كان سوء تفاهم - سوء تفاهم أهذا ما قاله لك ؟

Özür diledim. yanlış anlamaydı.
قلت لك إني آسف لقد كان سوء تفاهم