Bana bu organizasyonun yönetimini alaşağı etmek için yeterli kanıtı vermek üzereydi. | Open Subtitles | كان على وشك أن يعطيني أدلة كافية للإطاحة بقادة هذه المجموعه الخفيه |
O seni soymak üzereydi, ve sonra ona tecavüz edecekti. | Open Subtitles | كان على وشك أن يسرقك و من ثم يقوم باغتصابها |
İdolleri kral olmak üzereydi. Ona tacını da biz takacaktık. | Open Subtitles | معبودهم كان على وشك أن يصبح ملكا، نحن كنّا سننصّبه |
Başkan'ı peşimden sürükleyerek neredeyse ölmesine neden oluyordum. | Open Subtitles | ،بعدما أخذتُ الرئيس إلى الفوضى و كان على وشك الموت |
Deden mirasında Az kalsın benim kuzey otlakları da veriyordu. | Open Subtitles | أنأرضي. جدك كان على وشك تضييع مرعى الماشية الشمالي بفضل وصيته |
David, bana söylemek üzere olduğu bir şeyden ötürü öldürüldü. | Open Subtitles | أن دايفيد قتل بسبب شئ كان على وشك إخبارى به |
Yani Roland adayla ilgili ciddi bir tehdidi açığa çıkarmak üzereydi. | Open Subtitles | اذاً رونالد كان على وشك ان يكشف .بعض التهديدات الخطيرة للجزيرة |
Yıllık iTunes indirme gelirinden gelen 58 bin dolarımız, 6.000 dolarlık yayın gelirine dönüşmek üzereydi. | TED | لذا دخلنا السنوي البالغ 58,000 دولار من تحميلات أي تونز السنوية كان على وشك أن يستبدل بحوالي 6,000 دولار من دخل البث. |
Eric, ben onunla tanıştığım zaman Amerika'ya dönmek üzereydi. | TED | لذلك حين التقيت بإريك، كان على وشك العودة لأمريكا. |
Gecenin gerçek amacını söylediğim sırada kaçmak üzereydi. | Open Subtitles | كان على وشك الهرب عندما أصبحت شريراً وأفصحت عن الغرض الحقيقى للمقابلة |
O bir insan evladı, bayanlar baylar. Saat almak üzereydi. | Open Subtitles | انه انسان ايضاً، أيها السيدات والسادة كان على وشك شراء ساعة منّي |
O sıralarda en son silahlarının yapımını bitirmek üzereydi. | Open Subtitles | و قد كان على وشك أن يكمل بناء أسلحته : الفتاكة و التى تدعى |
Durum ortaya çıkmak üzereydi, onun üzerine istifa etti. | Open Subtitles | ولكن بالتأكيد هناك من فعل لقد كان على وشك ان يطردوه لذلك فقد استقال |
Ve Michael kendi ziyaretçisiyle sürprize uğramak üzereydi. | Open Subtitles | و مايكل كان على وشك ان يحصل على زياره مفاجئه |
Geçen defa onu dinledim diye Başkan neredeyse ölüyordu. | Open Subtitles | حتى المرة السابقة، لقد كان على وشك الموت وهو يتبعني |
neredeyse çarpıyordun, Sana uçmayı öğretmek için kapattım. | Open Subtitles | أنت من كان على وشك أن يسقطها. أنا أغلقتها فقط كي أعلمك كيف تحلق بها. |
Anlıyorum. Çünkü dün gece o benim salonumda kumar oynarken... Az kalsın silahlı çatışma çıkacaktı. | Open Subtitles | فهمت، لأنه كان على وشك تصدر اللعب في حانتي البارحة |
David, bana söylemek üzere olduğu bir şeyden ötürü öldürüldü. | Open Subtitles | أن دايفيد قتل بسبب شئ كان على وشك إخبارى به |
Yerden 22 metre yükseklikten düşmek, tam da ölümüne düşmek olurdu. | TED | كان على وشك أن يسقط لحتفه، كونه على علو 75 قدما من الأرض. |
O da tam o anda büyükannemle ilk kez tanışacağı buluşmaya gitmek üzere... Birbirlerini önceden tanımıyorlar. | Open Subtitles | و كان على وشك الذهاب لمقابلة جدتي علماً بأنهما لم يلتقيا من قبل |
23 $'a bir elbise almıştım. Babam nerdeyse kalp krizi geçirecekti. | Open Subtitles | لقد اشتريت فستاناً ب23 دولاراً ووالدك كان على وشك الإصابة بأزمة قلبية |
Benim için karısını terk etmesini istemiyorum ama bunu zaten yapacaktı. | Open Subtitles | انا فقط لا اعلم, لا اريده ان يترك زوجته من اجلي و هو كان على وشك فعل ذلك اصلاً |
Yere düştüğünde laboratuar sıçanını kesmek üzereymiş. | Open Subtitles | كان على وشك أن يشرح أحد فئران التجارب بمعمله عندما سقط مغشياً عليه |
Topladığım tüm bu nitel kanıtlarla düşük gelirli Çin halkı içinde büyük bir değişimin olmak üzere olduğunu açık bir şekilde görmeye başlıyordum. | TED | من خلال نوعية الأدلة تلك التي كنت أجمعها، بدأت ألاحظ بوضوح أن تغيرًا كبيرًا كان على وشك الحدوث بين الصينيين ذوي الدخل المنخفض. |
(ŞŞŞŞŞ) Bu elektriksel sessizlik, sanki ne olacağını hissetmişlerdi. | TED | هذا الصمت الكهربائي، كما لو أنّها عرفت ما كان على وشك أن يحدث. |