Tek yapması gereken babamın adını söylemekti, ama yapmadı; ağzını kapalı tuttu. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو ذكر اسم أبي ، ولم يفعل |
Tek yapması gereken babamın adını söylemekti, ama yapmadı; ağzını kapalı tuttu. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو ذكر اسم أبي ، ولم يفعل |
Tüm yapması gereken zincirlerin her birinden kendisini kurtarmasıydı. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله .. هو أن يفك نفسه من السلاسل |
Tek yapması gereken kendini bu zincirlerden kurtarmakmış. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو أن يفك نفسه من السلاسل |
Bilirsin, bu şehri ve ailesini güvende tutmak için yapması gerekeni yaptı. | Open Subtitles | تعلم, لقد فعل ما كان عليه فعله ليبقى هذه المقاطعة و عائلتة سالمين |
Tek yapması gereken peşimi bırakmaktı, öyle olsa şimdi burada olmazdın. | Open Subtitles | أتعلمين , كل ما كان عليه فعله هو التوقف عن مطاردتي و ما كنتِ لتتورطي بهذا الأمر |
Tüm yapması gereken, kadının cesedini uçaklarından birine koyup körfezin üzerinde uçarken aşağı atıvermekti. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله أن يضع جثمانها على إحدى طائراته |
Tek yapması gereken yarışa gelip motora binmekti, | Open Subtitles | ما كان عليه فعله هو الظهور و ركوب الدراجة |
yapması gereken tek şey balonu yutmaktı. | Open Subtitles | نعم كل ما كان عليه فعله من أجل 5000 دولار هو ابتلاع بالون |
Ama bir gün askerlerin öğle yemeği vaktinin ardından bir ordu üssünün yanından geçerken yapması gereken tek şeyin durup şeker kutusunu açmak olduğunu fark etti. | Open Subtitles | , حتى ذات يوم , مر بجانب قاعدة للجيش مباشرةً بعد . وقت غداء الجنود و أدرك أن كل ما كان عليه فعله |
Tek yapması gereken sana hiçbir şey söylememesiydi. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله أن يوافق على عدم البوح لك بشيء |
Tek yapması gereken DNA örneği vermekken herif çekip gidiyor. | Open Subtitles | الرجل هرب ، وكلّ ما كان عليه فعله هو إعطاءهم عيّنة من الحمض النووي، |
Tek yapması gereken ağzını açmak ve adını söylemekti. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو أن يفتح فمه و يذكر اسمك |
Tek yapması gereken yalan söyleyip, o insanları... benim öldürdüğüme dair ifade vermekti. | Open Subtitles | لقد حكم عليه بنفس حكمي وكل ما كان عليه فعله هو الكذب .... وقول أني قتلت أؤلئك الأشخاص |
Tek yapması gereken, lazerle tarayıp bilgisayara aktarmak sonuçları da programa girmekti. | Open Subtitles | وكل ما كان عليه فعله هوفحصهبالليزرإلى الحاسوب، -ووضع النتائج في البرنامج . |
Tek yapması gereken denizaltının komutasını almaktı. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو أخذ القيادة |
Tek yapması gereken mi? | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله |
Tek yapması gereken dönüp gitmekti. | Open Subtitles | كل ما كان عليه فعله هو الرحيل |
Yapması gerekeni yaptı işte. - Kocam hırslıdır. | Open Subtitles | فعل ما كان عليه فعله زوجي يلعب البيسبول |
Yapması gerekeni yaptı. | Open Subtitles | فعل ما كان عليه فعله |