Hayır, öfkeliydi, beni öldürmeye çalışmıyordu. | Open Subtitles | لا ، لقد كان غاضباً ، لم يكُن يُحاول قتلي |
öfkeliydi diyemem. Sadece hayal kırıklığına uğramıştı. | Open Subtitles | لم أقل أنه كان غاضباً ، كان فقط محبطاً. |
Çok kızgındı Clark, ama onu tanırım. Ve bunu asla yapamaz. | Open Subtitles | كان غاضباً كلارك ولكني أعرفه يستحيل أن يفعلها |
Babam çok kızmıştı. Başımı her zaman derde soktun sen! | Open Subtitles | أبي كان غاضباً, لقد كنت تورطني دائما في المشاكل |
Çok sinirliydi. | Open Subtitles | ولكن بخصوص هذا الشئ لقد كان غاضباً |
Geçen sefer o kadar çok sinirlendi ki beni öldürecek sandım. | Open Subtitles | في المرة الأخيرة كان غاضباً جداً ظننت أنه سيقتلني |
Ayrıca sen bunu kabul etmediğin için sana çok kızgın olduğunu da söyledi. | Open Subtitles | قال أيضاً أنّه كان غاضباً جداً عندما أخبرته أنّه لا يمكنه العيش معك |
Sonrasında o öfkelendi ve çok şikayet etmeye başladı. | Open Subtitles | ثم بعدها , كان غاضباً و كان غير راضياً عن تقبل هذا الأمر |
Sonra, baban bu yaptığımı öğrendiğinde öfkeden deliye döndü. | Open Subtitles | لاحقاً عندما علم والدكِ بما أن فعلتهُ كان غاضباً مني |
Kardeşimin cenaze töreninde anneme, yüksek sesle ağladığı için sinirlenmişti. | Open Subtitles | في جنازة أخي كان غاضباً من أمي ..لبكائها العالي |
Geri döndüğünde çok öfkeliydi. | Open Subtitles | عندما عاد كان غاضباً جداً |
Az önce buradaydı, öfkeliydi. | Open Subtitles | لقد كان غاضباً عندما كان هنا. |
Bir konuda öfkeliydi. | Open Subtitles | لقد كان غاضباً بخصوص شيء ما |
Lilly onunla gittiği zaman herkese, bana bile çok kızgındı. | Open Subtitles | أعرف أنه كان غاضباً وأىّ شخص حتى أنا كان ولابد أن نحترمه |
Onu hiç böyle görmemiştim. O kadar kızgındı ki resmen farklı bir kişiydi. | Open Subtitles | لم أره من قبل بهذا الشكل لقد كان غاضباً جداً , كأنه شخص آخر |
Lawson'u aradım, ve başta biraz kızgındı. | Open Subtitles | ,لقد تكلمت مع لاوسن لقد كان غاضباً في البداية |
Eski günlerde, Tanrı intikam peşindeydi ve çok kızmıştı. | Open Subtitles | حدث منذ زمن بعيد ان الله كان غاضباً وحاد المزاج |
Bugün evde onu izlediği zaman çok kızmıştı. | Open Subtitles | كان غاضباً جداَ عندما شاهدها في ذلك الفيلم المنزلي اليوم ربما عليّ انجاز هذه المهمة |
Kelly ondan ayrıldığında, çok kızmıştı. | Open Subtitles | لقد كان غاضباً للغاية حين قطعت علاقتها به |
Sence neden tüm bu zaman Çok sinirliydi? | Open Subtitles | لما برأيك كان غاضباً كل تلك الفترة؟ |
Bay Turner dün gece onu bildirirken Çok sinirliydi. | Open Subtitles | السيد"تيرنر"كان غاضباً جداً الليلة الماضية وهو يبلغ عن الأمر |
Sanırım bir parçam ondan yana olmana sinirlendi bu yüzden buraya taşınmanı bir tür ahlaki zafer olarak gördüm. | Open Subtitles | و أعتقد بأن جزئاً مي كان غاضباً منك لأنك وافقتها الرأي و لهذا ظننت بأن إنتقالك للعيش هنا سيكون إنتصاراً معنوياً ماذا ؟ |
Ona kızgın olduğunu düşünmemizi sağlamak için yapmış olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أنه فعل ذلك فقط لكي يجعلنا نفكر بأنه كان غاضباً منها |
- Öfkesiyle alakalı. Bay Kettle yazıları ortaya çıktığı için öfkelenmedi. O yeteneğinin tamamen ortadan kaybolduğu ortaya çıktığı için öfkelendi. | Open Subtitles | -للغضب , سيد "كيتل" لم يكن غاضباً لأن كتابته فُضِحت , هو كان غاضباً لأنه فُضِح كموهبة جرفتها الأمواج. |
Niko deliye döndü. | Open Subtitles | (نيكو) كان غاضباً. |
Çok sinirlenmişti. Ama şimdi seni anımsamıyor bile. | Open Subtitles | كان غاضباً جداً لكنه لا يذكر اسمك الآن بتاتاً |
Adı David Hernand. O kadar sinirliymiş ki, alnındaki damarın göründüğünü söylüyorlar. | Open Subtitles | قالوا أنّه كان غاضباً جداً لدرجة أنّ الوريد في جبهته كان يخفق بشكل ملحوظ. |