Bildiğim bir şey varsa o da bazı şeyleri kendime saklamaktır. | Open Subtitles | إن كان هناك شئ أعلم كيف أفعله فهو الإحتفاظ بالأشياء لنفسي |
Ama eğer rehabilitasyon veya bağışlanma diye bir şey varsa, o kişiye değiştiğini ispatlayabilmesi için şans verilmesi gerektiğine inanıyorum. | Open Subtitles | لكن إن كان هناك شئ ما كإعادة تأهيل أو السماح عندها أنا أؤمن بأن الشخص يجب أن يحصل على الفرصة |
Adamda acayip bir şey vardı. Uzun değildi, yani benden uzun değildi. | Open Subtitles | كان هناك شئ غريب حوله لم يكن قصيراً و لا بطولي أنا |
Başka bir şey yüzündendi. Beni üzen başka bir şey vardı. | Open Subtitles | لا بل كان هناك شئ آخر, لقد كنت قلقة بشأن أمر آخر |
- Yardım edebileceğim herhangi bir şey var mı? | Open Subtitles | ـ إذا كان هناك شئ ما يمكنني مساعدتك؟ ـ نعم |
Kadınlarla yatmakta sevmediğim tek şey... aklımı okumaları. | Open Subtitles | لو كان هناك شئ واحد لا استطيع أن امنعه فهو النوم مع امراه ذلك مجرد قراءة من العقل الباطن |
Arabayı aldığında içinde bir şey var mıydı? | Open Subtitles | هل كان هناك شئ في السياره عندما استلمتها ؟ |
Eğer bize söyleyeceğin bir şey varsa çok iyi olur. | Open Subtitles | أذا كان هناك شئ بأمكانك أن تخبرنا فسوف نثمن ذلك |
Ve doula olarak çalışırken öğrendiğin tek bir şey varsa o da şudur ki birazcık koşulsuz destek gerçekten çok faydalı olabiliyor. | TED | لكن إن كان هناك شئ واحد تعلمته من عملى كقابلة، أن القليل من الدعم غير المشروط يمكن أن يساعد كثيراً. |
Gerçekten nefret ettiğim bir şey varsa, o da olmazsa olmaz bir kadındır. | Open Subtitles | إذا كان هناك شئ واحد أكرهه فهى المرأة التى لا غنى عنها |
Bilmiyorum. Görmeye değer bir şey varsa gideriz. | Open Subtitles | نعم، هذا جيد، لكن لا أعرف ما إذا كان هناك شئ يستحق المشاهدة |
Eğer bir şey varsa, lütfen söyle. Sana yardım edebilirim. | Open Subtitles | اذا كان هناك شئ ، اسألينى يمكننى مساعدتك |
Çünkü o odada benim görmeme izin veremeyeceği bir şey vardı. | Open Subtitles | لأنه كان هناك شئ بالغرفة لم يرد لي أن أراه |
- Yani, bir şey vardı... | Open Subtitles | لقد كان هناك شئ . انه سخيف .. أنا متأكد و لكن |
Oradaki kadının eğilişinde beni cezbeden bir şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك شئ بالطريقة التي كانت تتمايل بها المرأة جذبتني بشدة |
Lanet olsun. Orada olduğunu biliyordum. Yatak odamızda bir şey vardı. | Open Subtitles | لقد عرفت أن شئ ما حدث بالليلة الماضية لقد كان هناك شئ ما بغرفة النوم |
Tuvaletin arkasında çıkıntılı bir şey vardı. | Open Subtitles | , في الواقع , خلف المرحاض كان هناك شئ بارز |
Şöyle bir etrafa dolaşıp görüze çarpan başka bir şey var mı diye bir bakayım. | Open Subtitles | فلتأخذي جوله بالمكان وتري اذا كان هناك شئ يشد بصرك |
Öğrendiğim tek şey: | Open Subtitles | و إن كان هناك شئ أعرفه جيداً فهو أنه لا ثقة بالرجال |
Şimdi, bana sormak iştediğin başka bir şey var mıydı? | Open Subtitles | الآن ، هل كان هناك شئ آخر تريدى السؤال حوله ؟ |
Eğer orada kötü bir şeyler varsa onu buluruz. | Open Subtitles | إن كان هناك شئ سئ بالخارج سنجده ، أنتِ تقتليه ، ثمَّ نحتفل |
Derisinin hemen altında trajik ve hüzünlü bir şeyler vardı. | Open Subtitles | كان هناك شئ تراجيدي وحزين داخلها |