"كان هنالك وقت" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bir zamanlar
        
    • zaman
        
    Yani, annemle babam Bir zamanlar evli değilmişler. Open Subtitles إذن كان هنالك وقت لم يكن أبي و أمي متزوجان فيه
    Bir zamanlar, insan insandı toz tanesi de toz tanesi. Open Subtitles لقد كان هنالك وقت الأناس فيه كانت أناس و ذرات الغبار كانت ذرات غبار
    Bir zamanlar, insan insandı toz tanesi de toz tanesi. Open Subtitles لقد كان هنالك وقت الأناس فيه كانت أناس و ذرات الغبار كانت ذرات غبار
    Bir de zaman kalırsa mevsimlik kıyafetlerle 12 tane fotoğraf çekinmek istiyoruz. Open Subtitles و إن كان هنالك وقت أخذ 12 صورة معنا في ملابس موسمية
    Bunun için zaman ayırır mısınız? Harry'nin böbreğini değiştirmek için. Open Subtitles اجل, اذا كان هنالك وقت لهذا ربما يجب ان نعطيه الكلية
    Bir zamanlar daha farklı hissediyordun. Open Subtitles حسنا كان هنالك وقت حيث كان لديك شعور اخر
    Bir zamanlar bunu ben yapmazdım. Open Subtitles أتعرفين، كان هنالك وقت لم أكن لأفعل فيه هذا
    Bir zamanlar unutkanlığın... fazlasıyla reddedilmişlik duygusuna kapılmama neden oluyordu . Open Subtitles أنت تعلم، كان هنالك وقت عندما ...كان نسيانك كان سيجعلني أشعر بأنَني مرفوض جدَاً
    Bir zamanlar hayatımda olan ancak son bulan bir mevzu, daha sonra da seninle tanıştım. Open Subtitles كان هنالك وقت في حياتي ... عندما اغلقت حالتي... ثم إلتقيتكِ
    Çünkü düşündüm de Rosa Parks'ın Bir zamanlar otobüste istediği yerde oturamaması çok acayip değil mi? Open Subtitles انه كان هنالك وقت لم تستطع فيه " روزا بارك " ان تجلس في اي مكان في الباص وبعد ذلك في احد الايام
    Beni Bir zamanlar sevmiştin. Open Subtitles يـ(جوديث),بحق الله,تذكري أنه كان هنالك وقت كنت تحبيني فيه!
    Söyler dururdum Bir zamanlar Open Subtitles كان هنالك وقت كان كل ما اعرفه
    Evet, eğitim vermek istediğim bir zaman olmuştu ama bir şeyler kaçırdığımı hissetmiyorum çünkü hiç düşüş yaşamadım. Open Subtitles أجل , لقد كان هنالك وقت اردت التدريس به لكنني لا اشعر بأنني افقد شيئاً لأنني لم أنزل إلى ذلك المستوى
    O küçük sefil köyünüzde yalı tüfekle en iyi arkadaşımı vurduğun zaman bir sorun çıkmıştı. Open Subtitles حسنا كان هنالك وقت مضى في قريتكم التافهة الصغيرة حينما ارديت اعز صديق لي بسهم
    Ah, evet. Bu akşam bir böbrek değişimi için zaman ayırabilir misiniz? Open Subtitles اجل, اذا كان هنالك وقت لهذا ربما يجب ان نعطيه الكلية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more