Seni görmek ne güzel. Uzun zaman oldu. Bay Chang. | Open Subtitles | سيد بوند,سعيد بمقابلتك كان وقت طويلا |
Bay Bond,sizi görmek ne güzel. Uzun zaman oldu. | Open Subtitles | سيد بوند,سعيد بمقابلتك كان وقت طويلا |
Benim için duygusal zamanlardı. Basketbol zamanları. | Open Subtitles | لقد كان وقت عاطفياً بالنسبة لي كان بعد انتهاء الكره جيني مافعلتيه كان خطأ |
New York'a dönmenin zamanı gelmişti, oradan biletimi alıp uçakla eve geri gidicektim. | Open Subtitles | كان وقت اعادتي الى نيويورك تذكرتي تنتظرني هناك لاعود الى الديار |
Öğle yemeği zamanıydı ve yemek yiyecek bir yer arıyorduk. | TED | قد كان وقت العشاء, وبدأنا البحث عن مكان لنأكل فيه. |
Yani oldukça sıcak bir zamandı ve gerçekten aniden oldu. | TED | لذا فأن هذا كان وقت شديد الحرارة وقد حدث بشكل مفاجئ حقًا. |
Epey bir zaman geçti, ama bildiğini tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أعرف أنه كان وقت طويل ولكن اعتقد يجب ان تعرفي |
Daha önce görülmemiş çapta sosyal ve politik aktivizmin baş gösterdiği bir dönemdi. | Open Subtitles | و ذلك كان وقت نشاط اجتماعي و سياسي غير مسبوق |
Uzun zaman oldu ve seni görmek harika. | Open Subtitles | كان وقت طويل، وإنه لأمر رائع رؤيتك |
Uzun zaman oldu ve hepsi anlatırken kaybolur gider. | Open Subtitles | إنه كان وقت طويل وكله أهدر في الترجمة |
- Uzun zaman oldu. - Öyle. | Open Subtitles | لقد كان وقت طويلاً - كان كذلك - |
Çok zaman oldu. | Open Subtitles | لقد كان وقت طويل جداً. |
Bilmem, belki o zamanlar daha romantik zamanlardı. | Open Subtitles | لا أعلم. ربّما كان وقت رومانسيّ أكثر |
70'lerde üniversite okudum. Daha kıllı zamanlardı. | Open Subtitles | ذهبت إلى الكلية في '70s؛ كان وقت hairier. |
kendi senaryomu yazmaya başlamamın zamanı gelmişti. | Open Subtitles | لقد كان وقت بدأت فيه كتابة نصي الخاص |
Yardım almanın zamanı gelmişti. | Open Subtitles | انه كان وقت طلب المساعدة |
Çocuk çocukken, Şu soruların zamanıydı: | Open Subtitles | عندما كان الطفل طفلا، كان وقت طرح هذه الاسئلة: |
Çocuk çocukken şu soruların zamanıydı: | Open Subtitles | عندما كان الطفل طفلا، كان وقت طرح هذه الأسئلة: 503 01: 21: |
Evet ama o farklı bir zamandı ve berbat bir anneydi. | Open Subtitles | , اجل , لكن هذا كان وقت مختلف و هي كانت أم سيئة |
1962 yılının Ağustosu, Fransa için çalkantılı bir zamandı. | Open Subtitles | أغسطس 1962 كان وقت عاصف بالنسبة لفرنسا. |
Mitch eğer aramızdaki buzları çözecek bir zaman varsa, o da bu zamandır. | Open Subtitles | إن كان وقت تصفية الحساب و النسيان فهو الآن |
Farklı bir dönemdi. Şartlar farklıydı. | Open Subtitles | لقد كان وقت مختلف، وظروف مختلفة. |
Uzun zaman olmuştu. | Open Subtitles | لقد كان وقت طويل على هذا |
Çok iyi vakit geçirdim. | Open Subtitles | لقد كان وقت رائع كنت أفكر أن أناقش معك نقطة |