gülümsüyordu... ama içindeki duyguları çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | .. لقد كان يبتسم و لكني كنت أعرف ما هو إحساسه الداخلي |
...tüm bunlar oluken, o orada durmuş bana gülümsüyordu. | Open Subtitles | و طوال الوقت بينما كان واقفا هناك كان يبتسم لي |
Bazen gözleri gözlerimin önüne geliyor ya da beşiğinden bana gülüşünü görüyorum. | Open Subtitles | سوف أحصل على لمحة من عينيه أو الطريقه التى كان يبتسم من أجل الحصول على كريب |
Bazen gözleri gözlerimin önüne geliyor ya da beşiğinden bana gülüşünü görüyorum. | Open Subtitles | أحصل على لمحة من عينيه أو الطريقه التى كان يبتسم من أجل الحصول على كريب |
Cüzdanını almak için yaşlı kadına bıçağı saplarken de gülümsüyor muydu acaba? | Open Subtitles | أنا أتسائل إذا كان يبتسم عندما طعن تلك المرأة لأخذ حقيبتها |
Natalie'ye gülümsediği gibi bana da gülümsemesi için her şeyi yapardım. | Open Subtitles | وافعل أي شئ لأجعله يبتسم لي (كما كان يبتسم لـ (نتالي |
Yemin olsun orada bir keresinde Tanrı'yı gördüm, o bile gülümsüyordu. | Open Subtitles | أقسم , مرة مسكت بصر الله بنفسه في ذلك المكان وهو كان يبتسم |
Neden Şakir bunu ona söylediğinde gülümsüyordu? | Open Subtitles | لماذا كان يبتسم شاكر عندما قلت له حول هذا الموضوع؟ |
İskelet, inci gibi dişleriyle gülümsüyordu. | Open Subtitles | الهيكل العظمي كان يبتسم بأسنان لطيفة |
Anlamıyorum. Dün gece, gülümsüyordu. | Open Subtitles | أنا لا أفهم، ليلة البارحة، كان يبتسم |
- gülümsüyordu. - gülümsüyor muydu? | Open Subtitles | كان يبتسم يبتسم ؟ |
Sanki ırlanda at yarışlarını kazanmış gibi gülümsüyordu. | Open Subtitles | كان يبتسم كفائز باليانصيب |
Her masaya geldiğinde sana gülümsüyor. | Open Subtitles | لقد كان يبتسم لكِ في كُل مرّة يجيئ للطاولة |
Ondan bahsetme şekli her zaman gülümsemesi. | Open Subtitles | الطريقة التي كان يبتسم بها طوال الوقت |