| Andrew'un beni orada yapayalnız bıraktığındaki yüz ifadesini görmeliydin. Vay canına. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى النظرة في عينيها عندما تركني هناك لوحدي. |
| O eski alkol yasağı döneminden beri. Burayı, o zamanlar bir görmeliydin. | Open Subtitles | الأيام الجميلة لمنع الخمور كان يجب أن ترى المكان وقتها |
| Bir de öncekini görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى الشخص الذى كان قبله كان أحقر من هذا الشخص000 |
| Masadan kalkınca, morgdaki stajyerin yüzünü görecektin. Çok komikti. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى وجه الطبيب عنما نهضت إنه كان يستهزأ , المرح قد أنتهى |
| Ve onun gözlerini görmeliydiniz. Benin ne olduğunu anlayacağımdan öyle korktu ki. | Open Subtitles | و كان يجب أن ترى تلك النظرة في عينه كان يخشى أن أكتشفه |
| Annemi görmeliydin, Odandaki herşeyi olduğu gibi tuttu. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى أمُنا لقد أبقت على كل الاشياء التى كانت فى غرفتك |
| Timsah atladığında yüzündeki ifadeyi görmeliydin. | Open Subtitles | أنت كان يجب أن ترى النظرة على وجهك عندما قفز كروك إلى الخارج. |
| -Tam boşalmak üzereydim ki, Osurdum Kadının yüzünü görmeliydin. | Open Subtitles | كنت على وشك المجيء, وأخرجت ريحاً كان يجب أن ترى وجهها |
| Sen söylüyorum, dostum. Işıklar yandığında Waternoose'un suratını görmeliydin. | Open Subtitles | عندما ارتفع هذا الجدار كان يجب أن ترى شكل ووترنوز |
| Waternoose'un suratını duvar yukarı çıktığında görmeliydin. | Open Subtitles | عندما ارتفع هذا الجدار كان يجب أن ترى شكل ووترنوز |
| Program için seçildiğini söylediğimde onu görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى وجهه عندما أخبرته عن التدريب الذي اختير له |
| Öldüğünü söylediğimde yüzlerini görmeliydin, bayılacaklar sandım. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى وجوههم عندما قلت بأنّها انتهت |
| Yüzünün halini görmeliydin, canavar görmüş gibiydi. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى النظرة على وجهك كأنكِ رأيتى وحشاً .. |
| Babamın bana bakışını görmeliydin. Sanki bir uzaylıymışım gibi baktı. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى كيف نظر لي أبي كأني مخلوق فضائي |
| Babamın bana bakışını görmeliydin. Sanki bir uzaylıymışım gibi baktı. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى كيف نظر لي أبي كأني مخلوق فضائي |
| Hırsızlık yaptığına şahit olan çocuklarının yüz ifadesini görmeliydin. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى وجه أولادك عندما ضبطوك تسرق |
| Stoick'i ilk devraldığı zaman görecektin. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى ستويك عندما تولى المسؤولية أول مرة |
| Tam 23 tane dev gibi öfkeli adam, kılıç ve tabancalarla, adam boğazlayarak... kalelerine düşüverince Fransızların suratını görecektin. | Open Subtitles | أنت كان يجب أن ترى وجة الفرنسيين عندما تهيج الثلاث وعشرون شيطاناً سيوف ومسدسات، قطعت وغرزت، وجاء بعد ذلك الهجوم على حصنهم |
| Kandırdım seni serseri. Yüzünü görecektin. Yüzünü bir görseydin. | Open Subtitles | خدعتك يا أحمق كان يجب أن ترى وجهك |
| Kim olduğumu anladıklarında yüzlerini görmeliydiniz. | Open Subtitles | كان يجب أن ترى وجوههم عندما أدركوا من أكون. |
| Vay be, bu muhteşemdi. Yüzlerinizi görmeliydiniz. | Open Subtitles | كان ذلك ممتاز جدا كان يجب أن ترى وجوهك |
| - Bir de yanındaki adamı görmelisin. Sakallı, ihtiyar bir keçi. | Open Subtitles | ذلك منذ 6 ساعات كان يجب أن ترى هذا الرجل |