"كان يجري" - Translation from Arabic to Turkish

    • olup
        
    • oluyordu
        
    • döndüğünü
        
    • yapıyordu
        
    • yapıyormuş
        
    • olanları
        
    • koşuyordu
        
    Bize savaşta neler olup bittiğini anlatmanı bekliyoruz. Open Subtitles لقد كنا نأمل بأن تخبرينا ما الذي كان يجري بالحرب
    Tam tersine neler olup bittiğinin oldukça farkındaydı. Open Subtitles لا، لا على الإطلاق عرف بالضبط ما كان يجري
    Evlat, bekle biraz. Bu olay olduğunda neler oluyordu? Open Subtitles تمهل يابني ماذا كان يجري بالتحديد عندما حدث هذا؟
    Bir şeylerin döndüğünü düşünmeye başlamıştım. Open Subtitles كنت بدأت أعتقد أن ربما شيئا ما كان يجري.
    Görüyorsun, Jim bütün Batı Kıyısı örgütlü suçların tam ve gerçek bir araştırmasını yapıyordu. Open Subtitles إن كان يجري بحثاَ كاملاَ عن حيازة ممنوعات وتصريفها لكل الجريمة المنظمة في الساحل الغربي
    Bizimkine çok benzeyen kromozom mutasyonlarıyla ilgili deneyler yapıyormuş. Open Subtitles لقد كان يجري التجارب على تغيرات الكرموسومات كالتي حدثت لنا
    Pek çok kez olanları değiştirmek için bir şey yapma şansımız olmadı. Open Subtitles كثيراً ما عجزنا عن فعل أي شيء لتغيير ما كان يجري حولنا
    Tazı gibi koşuyordu! - Ne tarafa doğru gidiyordu? Open Subtitles رأيته في الجهة المقابلة من القرية كان يجري بسرعة كبيرة
    Büyük ihtimalle aşağıda neler olup bittiğini duymaya çalışıyormuş. Open Subtitles هي كَانتْ تُحاولُ من المحتمل للسَمْع ما كان يجري في الطابق السفلي.
    Onu bana geri getirin, yoksa bunca yıldır olup bitenleri bütün dünya öğrenir. Open Subtitles يجب عليك ان تعيدها اليّ او العالم كله سيعلم ما كان يجري طوال السنوات الماضية
    Gerçekten neler olup bittiğini bilmeyen tek kişi ben miydim diye merak ediyorum. Open Subtitles لو كنتُ الشخص الوحيد بهذا الوضع برمّته التي لمْ تكن تعرف ما كان يجري في الواقع.
    Görünüşe göre büyük birşeyler oluyordu,.. Open Subtitles يبدو و كأن حدثاً جليلاً كان يجري هناك,
    Assange'ın tutuklanması mitik bir ana dönüşmüştü ama gerçekte neler oluyordu? Open Subtitles لحظة القبض على "أسانج" أصبحت لحظة خياليّة، ولكن ما الذي كان يجري حقاً؟
    Bu epey uzun bi zamandır oluyordu değil mi? Open Subtitles كان يجري هذا مِنذ وقتٍ طويلٍ، صحيح؟
    İkiniz de neler döndüğünü biliyordunuz ve bu konuda tek kelime bile etmediniz. Open Subtitles كلاكما عرفتما ما كان يجري طوال الوقت ولم تحدّثاني بشيء
    Eğer orada neler döndüğünü bilen birini bulabilirsek daha şanslı hissedeceğim. Open Subtitles سأشعر أني أكثر حظاً إن تمكّنا من إيجاد أيّ شخص هنا، يعلم بمَ كان يجري هناك
    Sonunda burada ne işler döndüğünü anladığında buna katlanamadı. Open Subtitles حين أدركَت أخيرًا ما كان يجري هنا، فلم يمكنها الاحتمال.
    Belki Koramiral ile uçakta röportaj yapıyordu. Open Subtitles ربما كان يجري مقابلة مع نائب الأدميرال على الطائرة
    Scott, vericiyle test yapıyordu. Open Subtitles سكوت كان يجري جارب على جهاز الارسال و
    Chrissie çapkınlık yapıyordu herhalde. Open Subtitles كريسي لابد أنه كان يجري خلف التنورات
    Uğraştığımız şey bir patojen değil. Bu laboratuvardaki biri gen terapisi üzerine deneyler yapıyormuş. Open Subtitles إننا لا نتعامل مع ميكروب، بل أحدًا في هذا المعمل كان يجري التجارب على العلاج الجيني.
    Kızılderililerin dediğine göre; yasadışı araştırma yapıyormuş. Open Subtitles الهنود يقولون بأنّه كان يجري يحثاً غير شرعياً.
    New York Akıl ve Hafıza Enstitüsü her türden hastalık için potansiyel tedavi olarak optogenetik deneyleri yapıyormuş. Open Subtitles كان يجري تجارب بعلم الجينات التصويريّ كعلاج محتمل لشتّى الأمراض.
    O evde olanları anlayamayacak kadar küçüktün. Open Subtitles أنتِ صغيرة جداً لتفهمي ما الذي كان يجري في ذلك البيت
    Topal birine göre çok hızlı koşuyordu. Open Subtitles أجل، كان يجري بسرعة جداً لشخص لديه عَرَج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more