"كبيراً من" - Translation from Arabic to Turkish

    • büyük bir
        
    • koca bir
        
    • kocaman
        
    • miktarda
        
    Birbirimizi pek sevmediğimizi biliyorum ama son altı senede hayatımın büyük bir parçası oldunuz, bu yüzden gelmenizi çok isterim. Open Subtitles أعرف أننا لا نستلطف بعضنا البعض لكن في السنوات الست الأخيرة أصبحت جزءا كبيراً من حياتي لذا يسعدني أن تحضر
    Salon için büyük bir tane alırız, ne dersin? Tamam mı? Open Subtitles حسناً, سنجلب واحداً كبيراً من أجل غرفة المعيشة ما رأيكِ, حسناً؟
    Kahve randevuları zamanının büyük bir kısmını çalar ama buna değer. Open Subtitles اللقاءات لشرب القهوة تأخذ وقتاً كبيراً من وقتك لكنها تستحق ذلك
    Sırtında koca bir küfe içkiyle zenci bir çocuk bizi takip ediyor olurdu. Open Subtitles كان هناك صبى صغير ملون يركض من خلفنا يحمل إبريقاً كبيراً من الخمر على ظهره
    Hatırlar mısın, baban her gece yatmadan önce kocaman bir fincan sade kahve içerdi? Open Subtitles تتذكرين كيف كان والدك معتاداً ان يشرب فنجاناً كبيراً من القهوة السوداء كل ليلة قبل السرير ؟
    Bay Çakmaktaş, şu anda zimmetine yüksek miktarda para geçirmek üzeresin. Open Subtitles سيد فلينتستون ، انت على وشك اختلاس قدراً كبيراً من المال
    Müzik hayatımızın büyük bir parçasıydı. TED شكلت الموسيقي جانباً كبيراً من حياتنا معا.
    Devam ettiğimizde, ne kadar büyük bir rakamdan bahsettiğimizi ve bunu görmezden geldiğimizi anlamaya başlayacağız. TED ومع استمرارنا بالتأمل بدأنا نفهم أن عدداً كبيراً من اولئك يجب أن تستريح أرواحهم
    Umuyorum ki fotovoltaik bunun büyük bir bölümü olacaktır. TED وأنا آمل أن الخلايا الكروضوئية العضوية ستكون جزء كبيراً من هذا.
    büyük bir bardak kahve ve kruvasan getir dışarıya. Open Subtitles احضر لي فنجاناً كبيراً من القهوة، وكثير من الكرواسون بجانبه بالخارج.
    Şu limonlu turtayı bir deneyelim bakalım ve de büyük bir bardak yağsız süt, lütfen. Open Subtitles لنرى فطيرة الليمون هذه ونحكم وكوباً كبيراً من الحليب خال الدسم لو سمحت
    Kişisel bir şey değil, yani... bu kişilere büyük bir yakınlık duyuyorsan. Open Subtitles لا أقصد بذلك أي شيء بمحمل شخصي إذا كنتِ تملكين قدراً كبيراً من الشفقة لهؤلاء القوم
    Cumartesi günü ona büyük bir parti vereceğiz. Open Subtitles وسنعمل احتفالاً كبيراً من أجل ذلك يوم السبت القادم
    Birisi büyük bir tabak yiyecek mi var dedi? Open Subtitles هل قال أحد إن هناك وعاءً كبيراً من الطعام؟
    Sonra büyük bir yabancı şirket büyük bir miktar karşılığı patenti almayı teklif etti. Open Subtitles ثم عرضت علي شركة أجنبية كبيرة ثم عرضت علي الشركة مبلغاً كبيراً من المال مقابل اختراعي
    Hayatının çok büyük bir yerindeymiş gibi gözüküyorsun. Open Subtitles حالياً، يبدو أنك تشكل جزءاً كبيراً من حياتها
    Ki yaptıkları şeye kıyasla çok büyük bir para. Open Subtitles يُعدّ ذلك مبلغاً كبيراً من المال مقابل ما يفعلونه
    Sen de onun büyük bir parçasısın. Bu güzel. Hayatının büyük bir parçası olmayı isterim. Open Subtitles هذا عظيم، أريد أن أكون جزءاً كبيراً من حياتكِ لكنّي لا أريد أن أكون جزءاً كبيراً من حياتهم
    Tabi ki öyle düşünürsün çünkü koca bir bardak.. Open Subtitles بالطبع لا تظنين ذلك لأنكِ تشربين كوباً كبيراً من...
    Bundan koca bir bardak alacağım. Open Subtitles .إنني سأشرب كأساً كبيراً من ذلك ,مرحى
    Bu yolu genişletecekler ve o ağaçların da olduğu kocaman alanı sökecekler. Open Subtitles سيقومون بتوسعة الطريق وسيأخذون جزءاً كبيراً من الأرض من ذلك الجانب مع جميع تلك الأشجار.
    Çünkü bu süreçlerin her biri çok büyük miktarda enerji üretiyordu. Open Subtitles لأنّ كلّ واحدة من تلك العمليّات تُنتج قدراً كبيراً من الطاقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more