"كبيرة لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • büyük
        
    Icarus büyük bir gemi. Tek grup olarak düzgün bir arama yapamayız. Open Subtitles أكريوس 1 سفينة كبيرة لا يمكننا البحث فيها في مجموعة واحدة بفعالية
    Ancak yıldızlar arasındaki boşluk çok büyük olduğundan çarpışma ihtimali pek yoktur. Open Subtitles ولكن لأن المسافة بين النجوم كبيرة لا يوجد فرصة كبيرة لأي تصادم
    Öyle büyük bir skandal yaratır ki kimse onları görmezden gelemez. Open Subtitles هم يسببون فضيحة كبيرة لا يريدون أن يتجاهلهم أحد بعد الآن
    Burası büyük bir şehir. Başka kurtulan insanlar da olmalı. Open Subtitles إنها مدينة كبيرة لا بد من وجود أناس كثيرين هناك
    büyük şirketlerden geliyorlar; bir yerlerde sayısal veri tabanları olmalı. Open Subtitles إنهم تابعون لشركات كبيرة لا بد من وجود قاعدة رقمية
    büyük bir plana ihtiyacınız yok. Şelale('waterfall') metoduna ihtiyacınız yok. TED لا تحتاجون لخطة كبيرة. لا تحتاجون لشلال.
    Emerson büyük bir kayanın altında demişti. Burada onlarca büyük kaya var. Open Subtitles قال إمرسون إنه تحت صخرة كبيرة لا بد أن هناك 60 صخرة كبيرة
    Çok büyük bir hayal kırıklığı olur, o kesin. Open Subtitles شئ مرقع جميل ، خيبة أمل كبيرة لا يمكننى أن أخبرك
    Bu hayatımızdaki büyük sembolik gecelerden biriydi. Open Subtitles كانت لحظة كبيرة لا تنسى في حياتنا جميعاً
    İkarus I büyük gemi. Tek toplulukla yeterince arayamayız. Open Subtitles أكريوس 1 سفينة كبيرة لا يمكننا البحث فيها في مجموعة واحدة بفعالية
    Yaşam alanları büyük olduğu gibi, avları da büyüktür. Open Subtitles ، طيور كبيرة لا تحتاج لمساحة واسعة فحسب لكنهم يصيدون أيضاً فريسة كبيرة
    Tamam mı? Kocaman bir halının altına süpüremeyeceğin kadar büyük bir sorun yok. Open Subtitles ليس هناك مشكلة ولو حتى كبيرة لا يمكن كنسها أسفل سجادة ضخمة
    - Böylesine büyük bir grupta güvende olurum. Open Subtitles سأكون بأمانٍ مع مجموعة كبيرة. لا تكوني سخيفةً.
    büyük kurumsal bir şirkette çalışmam, romanları sevmeyeceğim anlamına gelmez. Open Subtitles لأني أعمل في شركة كبيرة لا يعني انني لا احب الكتب الخيالية
    Kayıtlara bakarsan büyük miktarda para çekilmediğini şüpheli bir havale işlemi olmadığını görürsün. Open Subtitles انظر الى الأعمال الورقية فأنت لا ترى أية سحوبات كبيرة لا يوجد أية تحويلات مثيرة للفضول
    Aslında, sayın milletvekili öncelikle bir seçim kazanmadan valiliğin çok büyük bir sıçrama olacağını düşünüyorum. Open Subtitles في الواقع يا سيادة النائبة لقد قررت أن الترشح لمنصب الحاكم خطوة كبيرة لا يضمنها سوى الحصول على منصب منتخب
    - Hayat büyük olmalı, uzun değil. Open Subtitles على الحياة أن تكون كبيرة لا أن تكون طويلة يا عمّي
    büyük kamyonlar 70'ten hızlı gitmez. 58 Batı'da yakalarız onu. Open Subtitles شاحنة كبيرة لا تزيد سرعتها عن 70 ميل سنلحق بهم غربا عند الطريق 58
    Şimdi şunu düşünün: travma sonrası stres sendromu stresin çok yanlış bir yere giderek kurbanlarının gereksiz derecede çok büyük acı çekmesine sebep olduğu bir tepki. TED الآن لنأخذ في الإعتبار الآتي : متلازمة الإضطراب ما بعد الصدمة هي ردّة فعل على اضطراب بلغ أكثر ممّا يجب، مما يتسبب للمصاب في معاناة كبيرة لا داعي لها.
    büyük bir maç öncesi, bir araya gelip ''Evet şimdi korta çıkacağız.'' diyorsunuz ve hepsi bu mu? TED غايل: هل قبل مبارة كبيرة لا تجتمعان أنتما الإثنان وتقولان، يبدو، أننا سنخرج إلى هناك و-- ثم لاشيء؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more