Bu epey çok kan gerektirecek. | Open Subtitles | هذا سيتطلّب قدرًا كبيرًا من الدماء. |
Bu epey çok kan gerektirecek. | Open Subtitles | هذا سيتطلّب قدرًا كبيرًا من الدماء. |
Çay içimi dünyada yayılırken, bu durum, Çin'e büyük bir güç ve ekonomik nüfuz verdi. | TED | اكتسبت الصين قدرًا كبيرًا من السلطة والنفوذ الاقتصادي نتيجة انتشار شراب الشاي في جميع أنحاء العالم. |
Bu ağaç uzaktaki büyük bir obje ya da yakındaki küçük bir obje olabilir ve beynin hiçbir şekilde bunu bilemez. | TED | هذه الشجرة قد تكون جسمًا كبيرًا من بعيد أو جسمًا صغيرًا عن قرب، ودماغك لا يوجد لديه أي طريقة للمعرفة. |
Ben de buraya gelen iyi bir adam olarak sana bu işten vazgeçmeni ve kendini bu yüklü meblağdan kurtarmanı şiddetle tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | لذا فأذهب إلى الرّجل الطّيّب الذي يأتي هُنا وينصحكِ بشدّةٍ كي تمضي وتستسلمي وتوفّري على نفسكِ قدرًا كبيرًا من المال. |
Davamıza arka çıkan yatırım fonunun bir yan kuruluşunun çok miktarda Kelton hissesi aldığını biliyor muydun? | Open Subtitles | أعلمت بأن الشركة الفرعية من المحفظة الوقائية الذين يدعمونَ قضيتنا قد شروا شيئًا كبيرًا من حصص "كيلتون"؟ |
Ve onların ilerlemelerini görmek size çok büyük bir haz verir. | TED | ويمنحك ذلك قدرًا كبيرًا من اللذة, لتشاهدهم يمضون قدمًا. |
İç kanama sırasında epey kan kaybetmiş fakat görünüşe göre büyük bir organ hasarı bulunmuyor. | Open Subtitles | فقدت مقدارًا كبيرًا من الدماء وكانت تنزف داخليًّا لكن لا يبدو أن هناك ضررًا كبيرًا بأيٍّ من الأعضاء |
10 milyon insan hayatlarının büyük bir bölümünü onlara yardım etmek için ayırıyor. | Open Subtitles | و 10 ملايين شخص يقضون جزءً كبيرًا من وقتهم للعناية بهم |
Eğer dikkatli olmazsan ailenin büyük bir kısmını kaybedebilirsin. | Open Subtitles | قد تفقدين جزءًا كبيرًا من عائلتك إن كنتِ غير يقظة |
Ve yangın büyük bir film zulasını yok etmiş gibi gözüküyor. | Open Subtitles | ويبدو أن النيران دمّرت عددًا كبيرًا من الأفلام. |
Ben de buraya gelen iyi bir adam olarak sana bu işten vazgeçmeni ve kendini bu yüklü meblağdan kurtarmanı şiddetle tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | لذا فأذهب إلى الرّجل الطّيّب الذي يأتي هُنا وينصحكِ بشدّةٍ كي تمضي وتستسلمي وتوفّري على نفسكِ قدرًا كبيرًا من المال. |
Ben de buraya gelen iyi bir adam olarak sana bu işten vazgeçmeni ve kendini bu yüklü meblağdan kurtarmanı şiddetle tavsiye ediyorum. | Open Subtitles | لذا فأذهب إلى الرّجل الطّيّب الذي يأتي هُنا وينصحكِ بشدّةٍ كي تمضي وتستسلمي وتوفّري على نفسكِ قدرًا كبيرًا من المال. |
Bu şeyden çok miktarda titreşim enerjisi alıyorum. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}يبدو أنها تصدر كمًّا كبيرًا من الطاقة الاهتزازية لشيء هنا. |