Dünyanın derinlerinde mikroplar -- yada okyanusun derinliklerinde, günümüzde olduğu gibi volkanik deliklerin etrafında toplanmak -- bu yıkıcı darbelerden kurtulabilmek için en iyi şans olmalıydı. | Open Subtitles | الأحياء الدقيقة داخل الأرض أو داخل المحيط كتلك التي تجتمع اليوم بالقرب من الشقوق البركانية |
Ne diyorsun yani, kilisede olduğu gibi günah mı çıkarayım? | Open Subtitles | ما لم تتواضع بنفسك أمام الرب. ماذا تقصد، مثل الإعتراف؟ كتلك التي في الكنيسة؟ |
Max'le olduğu gibi bir iş anlaşması mı? | Open Subtitles | اتفاقية عمل كتلك التي مع ماكس؟ |
Kaza yaptığın uçağı mı diyorsun? | Open Subtitles | كتلك التي حطمتها؟ |
Kaza yaptığın uçağı mı diyorsun? | Open Subtitles | كتلك التي حطمتها؟ |
Bunun ile ilgili varyasyonlar 1 960'lara kadar geri gider. | Open Subtitles | يوجد قصص قديمة جداً كتلك التي يعود تاريخها إلى الستينات |
Bunun ile ilgili varyasyonlar 1960'lara kadar geri gider. | Open Subtitles | يوجد قصص قديمة جداً كتلك التي يعود تاريخها إلى الستينات |
Max'le olduğu gibi bir iş anlaşması mı? | Open Subtitles | اتفاقية عمل كتلك التي مع (ماكس)؟ |
Şimdi -- (Gülüşmeler) -- Şunu biliyoruz ki süperiletkenlerin içerisinden muazzam miktarda akım geçirebiliriz ve bunu güçlü miktarda manyetik alan üretmek için kullanabiliriz, MRI makinelerinde, parçacık hızlandırıcılarda ihtiyacımız olduğu gibi ve benzer yerlerde de. | TED | الآن -- (ضحك) -- نعلم الآن أنه بمقدورنا أن ننقل كميةً هائلةً من التيار داخل الموصل الفائق، و بهذا نستطيع أن نستخدمها لإنتاج حقولٍ مغناطيسيةٍ قويةٍ، كتلك التي تحتاجها أجهزة التصوير بالرنين المغناطيسي، أو مسرعات الجزيئات و ما إلى ذلك من هذا القبيل. |