ve şöyle düşündüm: Pekala, programımız zaten çok sıkışık -- ilkokul müfredatında çok fazla ders var. | TED | وفكرت في أن جدول الحصص المدرسية متخم بالفعل، فالمنهج الدراسي الأساسي يتضمن دروسًا كثيرةً. |
Dava çözüldü, ve mesajın Hastings, çok işme yaradı. | Open Subtitles | الحالة حُلّتْ، ورسالته كَانتْ فائدةً كثيرةً. |
Ve çok büyük paralar dönüyor, dostum. İlgilenir misin bilmem ama. Ne kadar? | Open Subtitles | انها تحتاج أموالاً كثيرةً لست متأكد اذا كنت مستعداً لهذا |
İyi bir maaş ve iyi imkânlar sundum. çok soru sormadım. | Open Subtitles | وأجزلتُ لكِ الأجر والمزايا، ولم أطرح أسئلةً كثيرةً |
Hem de yoğun ateş altında pek çok donmuş mayın tarlasını tek başına temizlemenize rağmen. | Open Subtitles | على الرغم من إنتشالكَ ألغاماً كثيرةً من حقول ألغامٍ مُتجمّدة، تحت نيران مُكثّفة. |
Ona çok şey borçluyum. Birlikte bir çok savaşa girdik. Başka bir şey yok. | Open Subtitles | أنا مدينةٌ له بالكثير، خضنا معارك كثيرةً جنباً إلى جنب، ليس أكثر |
İyi bir maaş ve iyi imkânlar sundum. çok soru sormadım. | Open Subtitles | وأجزلتُ لكِ الأجر والمزايا، ولم أطرح أسئلةً كثيرةً |
Tanrı biliyor ya aramızdaki pek çok şeyden dolayı suçluyum ama seninle onun arasındakilerden değil. | Open Subtitles | يعلم اللّه أنّي أثمت أمورًا كثيرةً في حقّ صداقتنا. لكنّي لم أُذنب في حقّ علاقتك معها. |
Beraber çok zaman harcamışsınız gibi görünüyor, değil mi? | Open Subtitles | يبدو أنّكم قضيتم أوقاتاً كثيرةً معاً، أليس كذلك ؟ |
Şarapnel parçasının dokuyu oyup yerinden çıkarması normal ama çok kan kaybedersem iç kanama başlar. | Open Subtitles | أيفترض أن ينزف الجرح كل هذه الدماء؟ من الطبيعي أن تتسبب الشظايا في تجويف الأنسجة وتمزيقها، لكن إذا فقدت دماءً كثيرةً |
Ömrüm boyunca çok şey gördüm geçirdim. | Open Subtitles | رأيتُ أمورًا كثيرةً أثناء فترة خدمتي. |
Kafasına çok fazla darbe almıştı. | Open Subtitles | كان قد تلقى ضربات كثيرةً على رأسه |
- Sanırım Hooterville'de çok fazla video desteğimiz de yoktur. | Open Subtitles | نعم, أعتقدُ بأنَّهُ ليسَ لدينا كاميراتُ تصويرٍ كثيرةً "لتدعمنا في منطقةِ "هوترفيل |
- Walter bana yıllarca çok şey demiştir ama teşekkür ettiğine tarih tanık olmamıştır. | Open Subtitles | قال لي (والتر) أشياءَ كثيرةً على مرّ السنوات، لكن "شكراً"، لم تكن قطّ إحداها. |
Bu adam bölümümüz ve bizimle ilgili pek çok gizli bilgiye sahip. | Open Subtitles | {\pos(190,210)}يمتلكُ هذا الرجلُ معلوماتٍ سرّيّةً كثيرةً عن قسمنا، و عنّا جميعاً. |
Crozier Burnu'nda daha kalacakları bir ay boyunca Mark, Jeff ve penguenler bunun gibi pek çok fırtınayla karşılaşacak. | Open Subtitles | مع بقاء شهرٍ ليقضياه في خليج (كروزير) سيُواجه (مارك) و(جيف) والبطاريق عواصف كثيرةً أخرى كهذه |
Ayrıca onun çok fazla soru sormasını da istemiyordu. | Open Subtitles | -لقد أراد أيضًا أن يحرص على عدم سؤالها أسئلةً كثيرةً . |
Düşündüğüm kadar çok değilmişler. | Open Subtitles | ليست كثيرةً كما اعتقدت |
Bunda çok fazla isim var. | Open Subtitles | -هذا سيحوي أسماءً كثيرةً جدّاً . |
- çok fazla soru soruyorsun sen, Fusco. | Open Subtitles | -إنّكَ تسأل أسئلةً كثيرةً يا (فوسكو ). |