"كدليل على" - Translation from Arabic to Turkish

    • kanıtı olarak
        
    • bedeni göçene
        
    • bir işareti olarak
        
    • kanıt olarak
        
    • kanıtlamak için
        
    Onların, kızlık zarının bekaret kanıtı olarak kullanılamayacağını bilmelerini istiyoruz. TED نريد أن يعلموا أنه لا يمكن استخدام غشاء البكارة كدليل على العذرية.
    Ama, üç yaşıma geldiğimde, annem, hayattaki başarısızlığının bir kanıtı olarak benimle birlikte büyükbabam ve büyükannemin, evine geri döndü. Open Subtitles لكن عندما بلغت ثلاثة أشهر من عمري عادت أمي إلى منزل جدي وجدتي تحملني معها كدليل على إخفاقها.
    Yüce Tanrı'nın bana verdiği yetki ile kulunu vaftiz ediyorum fani bedeni göçene kadar Tanrı'ya hizmet edeceğini taahhüt ettiğine tanıklık ediyorum. Open Subtitles "انا أعمد اليك". "مع السلطة من الله سبحانه وتعالى"... "كدليل على أنك أنت تدخل إلتزام".
    Yüce Tanrı'nın bana verdiği yetki ile kulunu vaftiz ediyorum fani bedeni göçene kadar Tanrı'ya hizmet edeceğini taahhüt ettiğine tanıklık ediyorum. Open Subtitles "انا أعمد اليك". "مع السلطة من الله سبحانه وتعالى"... "كدليل على أنك أنت تدخل إلتزام".
    Saygımın bir işareti olarak önünde eğiliyorum. Open Subtitles {\cH92FBFD\3cHFF0000} كدليل على الإحترام " " إنى أنحنى أمامكِ
    Saygımın bir işareti olarak önünde eğiliyorum. Open Subtitles {\cH92FBFD\3cHFF0000} كدليل على الإحترام " " إنى أنحنى أمامكِ
    Onu sakladım! Sözünü çiğnediğine kanıt olarak onu mahkemede gösterebilirim! Open Subtitles إحتفظت بها ,أستطيع تقديمها في المحكمة كدليل على خرق للوعد؟
    Ayrıca kundaklama olduğunu kanıtlamak için kullandığım kanıtı yok ettin. Open Subtitles وأحرقت الدليل الوحيد الذى كان يمكننى إستخدامه كدليل على تعمد الحريق
    Bugün karşınızda, onların ilahi kudretinin bir kanıtı olarak duruyorum. Open Subtitles أقف أمامكم اليوم كدليل على قدرتهم الإلهية
    Eğer evet dersem bunu deli olduğumun kanıtı olarak kullanacaksın. Open Subtitles إذا قلت نعم ستستخدمين هذا كدليل على جنوني
    Şantajcının, kızının yaşam kanıtı olarak gönderdiği saçını inceledim. Open Subtitles لقد قمت بتحليل شعر ابنتك من العينة التى قام المبتز بارسالها كدليل على انها حية
    Bir zamanlar zekâmızın kanıtı olarak yükselen bu gökdelenler artık ufalanan dev yapılar haline geldiler. Open Subtitles كانت ناطحات سحابها الشاهقة بمثابة عهداً لإبداعنا أما الآن تقف كنُصُب تذكارية كدليل على فنائنا
    "Tamamına ermiş aşkımızın kanıtı olarak bana verdiğin 12 elmaslı kolyeyi daima bağrıma basacağım." Open Subtitles سأحتفظ بقلادة الإثنى عشر ماسه هديتك لي دائماً كدليل على حبنا الكامل
    Sevginin bir işareti olarak, evet? Open Subtitles كدليل على المودة، نعم؟
    Antropologlar, yerlilerin inancına kanıt olarak bu nesneleri 1880'lerde toplamaya başladılar. TED في ثمانينيات القرن التاسع عشر بدأ علماء بعلم الإنسان بجمعهم كدليل على الديانة الأمريكية الهندية.
    Öldürdüklerinin barkodlarını getir. kanıt olarak. Open Subtitles قم بإحضار الأكواد التي على أعناقهم ، كدليل على إنجاز المهمة
    Çocuğu kaçıranlar yaşadığını kanıtlamak için kulağını gönderdiler. Open Subtitles أرسل الخاطفين ظهر الأذن كدليل على الحياة.
    Sizin gönderdiğinizi kanıtlamak için Osman'ın Kılıcı'nı taşıyanlardan biri buydu. Open Subtitles هذا الرجل كان واحدا من اثنين الذين قدما لي السيف العثماني الأول كدليل على صداقتهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more