| Müracaat formunda yalan söyledin, yetenek denemesinde istenileni çaldığında yalan söyledin ve bana yalan söyledin. | Open Subtitles | لقد كذبتَ في الطلب الذي قدمته لقد كذبتَ أثناء الإختبار عندما عزفت القطعة المطلوبة |
| Biliyorsun, önceki gece, suçluluk konusunda yalan söyledin. | Open Subtitles | أتعلم بالليلة الماضية، أنتَ كذبتَ عن أسباب شعوركَ بالذنب. |
| Bana yalan söyledin adamım. Ve şimdi seni bir spor barında hem de bir gurup, oldukça çekici siyah erkekle buluyorum. | Open Subtitles | كذبتَ عليّ يا رجل، و الآن أجدك في حانة رياضة مع مجموعة من الرجال السود الوسيمين، |
| Bize yalan söyledin. Cinayet mahallindeydin. | Open Subtitles | لقد كذبتَ علينا, كنتَ موجوداً في موقع الجريمة |
| Her şey hakkında yalan söyledin, ikimiz bütün o kadınlar. | Open Subtitles | كذبتَ عليّ حيال كلّ شيء، حيال علاقتنا، حيال كلّ أولئك النساء. |
| Hayır ama kendi yaptıklarını kontrol edebilirsin ve bana yalan söyledin. | Open Subtitles | صحيح، لكنّكَ تستطيع السيطرة على أفعالك، و قد كذبتَ. |
| Sadece ona yalan atmakla kalmadın, bana da yalan söyledin. | Open Subtitles | لكنّكَ لم تكذب عليها فقط، و إنّما كذبتَ عليّ. |
| Ben aranızda bir şey geçti mi diye sordum sen de bana yalan söyledin. | Open Subtitles | لقد سألتكَ ما إذا كان أيّ شيء حدث بينكما، ولقد كذبتَ. |
| Ben aranızda bir şey geçti mi diye sordum sen de bana yalan söyledin. | Open Subtitles | لقد سألتكَ ما إذا كان أيّ شيء حدث بينكما، ولقد كذبتَ. |
| Ama bana yalan söyledin, büyük bir şey bu. Asla yalan söylememeliyiz. | Open Subtitles | لكنّكَ كذبتَ عليّ، وذاك أمر جلل، يجب ألّا نكذب أبدًا |
| Tamam, ismin neyse artık neden kim olduğun hususunda bana yalan söyledin? | Open Subtitles | حسناً، أيا كان من تكون، لماذا كذبتَ حول هويّتِكَ؟ |
| Bana yalan söyledin. Olivia hakkında konuşmuyorum. Selam? | Open Subtitles | لقد كذبتَ علي أنا لا أتحدث عن أوليفيا آلو؟ |
| Onu öldürüp sonra yatağıma girdin ve bu konuda yalan söyledin. | Open Subtitles | لقدْ قتلته و نمتَ ..في فراشي و كذبتَ بشأنه |
| Ben aranızda bir şey geçti mi diye sordum sen de bana yalan söyledin. | Open Subtitles | لقد سألتكَ ما إذا كان أيّ شيء حدث بينكما، ولقد كذبتَ. |
| yalan söyledin ve birçok suç işledin, seni bundan koruyabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | كذبتَ وارتكبتَ الجرائم ولا أعلم إذا كان باستطاعتي حمايتك من هذا |
| Bana yalan söyledin. Bunları bıraktığını söylemiştim. | Open Subtitles | كذبتَ عليّ، قلتَ أنّك انتهيت مِنْ كلّ هذا |
| Hayır. Ben sana her şeyi anlattım ve sen bana yalan söyledin. | Open Subtitles | لا, اخبرتك بكل شيء, و لكنك كذبتَ علي.. |
| Yani güvenme olayını sağlama almak için bana yalan mı söyledin? | Open Subtitles | إذاً، حتّى تتأكدَّ من نيّتي، كذبتَ عليَّ؟ |
| Bana daha önce yalan söylediniz. Şimdi de yalan söylüyorsunuz. | Open Subtitles | لقد كذبتَ علي سابقاً وأنت تكذب علي الأن |
| Eğer bana yalan söylersen, çok pişman olursun, anladın mı? | Open Subtitles | لكن ان كذبتَ عليّ فانك ستندم على ذلك طيلة حياتك |
| yalan söylemişsin, dostum. | Open Subtitles | حسناً, كذبتَ يا صاحبي. |
| - Onu ben ispiyonlamadım. - yalan mı söyledin? | Open Subtitles | لم أشِ بها - كذبتَ عليها؟ |
| Üzülürüm, ama yalan söylemen beni daha çok üzer. | Open Subtitles | ولكن سأكون أكثر انزعاجاً لو كذبتَ عليّ |
| "Onunla yatmadım." dediğinde, yalan söylüyordun. | Open Subtitles | لقد كذبت عندما قلت انكَ لم تنم معها كذبتَ عندما قلت |
| Bunca yıldır onlara yalan söylediğini anladıklarında o aile sence nasıl tepki verir? | Open Subtitles | ما الذي ستفعله العائلة عندما يكتشفون أنك كذبتَ عليهم طيلة السنوات الماضية ؟ |