Ev arkadaşı olarak birbirimizin yanında rahat takılmamız güzel. | Open Subtitles | كزملاء بالسكن . من الجيد أن جميعنا نستطيع الشعور بالراحة حول بعضنا |
Aslında iş arkadaşı olarak, ilişkimiz sadece 6 günlüktü. | Open Subtitles | في الواقع، كزملاء عمل كانت علاقتنا لستة أيام فقط. |
Biliyorum başlarda biraz sorun yaşadık... ama sizi gerçekten önemsiyorum. sadece iş arkadaşı olarak değil, dost olarak. | Open Subtitles | لَم أعد أفكر فيكم كزملاء عمل بل كأصدقاء |
Biz içki arkadaşıydık. | Open Subtitles | بالطبع فنحن نشرب كزملاء |
"Biz içki arkadaşıydık." | Open Subtitles | نحن نشرب كزملاء |
Her gün 70 Mısırlı ile çalışıyorduk, meslektaş ve arkadaşlar. | TED | في كل يوم كنا نعمل مع 70 مصريّ كزملاء وأصدقاء. |
Bu bizim, ev arkadaşı olarak son yeni yıl arifemiz olacak demek. | Open Subtitles | أن هذه أخر عشية ميلاد لنا كزملاء سكن |
Ben bunu yaptıkça insanlar teknolojiyi artık bir iş arkadaşı olarak görmeye başladılar ve şu tip sorular sordular: "Yazılım doğru kişiye mi rapor veriyor?" | TED | وعندما أرسمه، الناس الذين تحدثت معهم استطاعوا في الواقع جعل أدواتهم التكنولوجية كزملاء عمل واستطاعوا أن يسألوا أسئلة من قبيل: "هل هذا البرنامج يرتبط بالشخص الصحيح؟" |
Amerika Birleşik Devletleri ve uluslararasında Zoobiquity konferanslarında doktorlar ve veterinerler görüşlerini ve önyargılarını dışarıda bırakarak bir meslektaş gibi, arkadaş gibi ve doktor gibi buluşuyorlar. | TED | في الولايات المتحدة والآن عالمياً، في مؤتمرات زوبيكويتي يختبر الأطباء والبيطريون مواقفهم وأفكارهم المسبقة عند الباب ويدخلوا سوية كزملاء وكأقران وكأطباء. |