Son 1500 günümü tek bir amaca ulaşmak için yorulmadan çalışarak geçirmiştim: hayatta kalmak. | TED | لقد أمضيت الـ1500 يوم الماضية بالعمل بلا كلل ولا ملل لتحقيق هدف واحد: النجاة. |
Araştırmacılar bu patojenlerin biyolojisini yorulmadan inceliyor | TED | يدرس الباحثون بلا كلل بيولوجية هذه المسببات للأمراض. |
ve son yedi yıldır, yılmadan, yorulmadan, kendimce yaşamlar kurtarmaya çalışıyorum. | TED | وعلى مدى السبع سنوات الأخيرة عملت بلا كلل الى حد ما لإنقاذ الأرواح على طريقتي الخاصة. |
Hiç yılmadan geometrik bir kusursuzluk yakalamaya çalışır. | TED | ترى أنها تحاول بلا كلل الوصول للمثالية الهندسية. |
Annelerin hepsi Çin'de yaşarken büyük zorluklar yaşamışlar ve çocuklarına Amerika'da daha iyi fırsatlar verebilmek için usanmadan çalışmışlar. | TED | جميع الأمهات مررن بتجارب صعبة أثناء عيشهن في الصين، وقد عملن بلا كلل لمنح أطفالهن فرصاً أفضل في أمريكا، |
Edina'ya döndü ve tamamlamak amacıyla yorulmak bilmeden makinenin üstünde çalıştı. | Open Subtitles | عاد لـ(إيداينا) وعمل على آلته بدون كلل أو ملل حتى أنهاها. |
"Bu Cumartesi yapılacak düğünüm için evi hazırlamak üzere hiç yorulmaksızın çalışıyoruz." | Open Subtitles | "عملنا بلا كلل لترتيب المنزل من أجل حفل زفافي يوم السبت المقبل." |
Onu makama getirmek için yıllarca yorulmadan çalıştım. Her şeyi feda ettim. | Open Subtitles | عملت بلا كلل لسنوات لجعله رئيساً ولقد ضحيت بكل شيء |
"Sadece karısını aldatmakla kalmadı, aynı zamanda yorulmadan çalışan işçilerinden... öncelikle kendisini zengin etmek için... zimmetine milyonlarca dolar geçirdi." | Open Subtitles | ", لم يكن فقط مجرد داعر" "انه مزور أيضاً و سرق الملايين من الدولارات" "من موظفينه الذين يعملون بدون كلل" |
Müvekkilim Terrence Manning, adını temize çıkarmak için yorulmadan mücadele etti. | Open Subtitles | موكلي تيرينس مانينج ' ناضل بلا كلل لتبرئة نفسه |
Yer çekimi kesinlikle hiç durmadan ve yorulmadan işlemeye devam edecek. | Open Subtitles | بكل تأكيد , ستستمر الجاذبية في عملها القديم بدون كلل |
Ekibim ailelerin öğrenmek istedikleri cevapları bulmak için yorulmadan çalışıyorlar. | Open Subtitles | أعضاء الفريق يعملوا بلا كلل لتوفير الـإجابات التي يُريدونها. |
Hayatımın bundan sonra kalan bölümünü sana bunu hatırlatmak için yorulmadan çalışacağım. | Open Subtitles | وسوف أقضي بقية حياتي أعمل بلا كلل على تذكيركِ بذلك |
Bu planı gerçekleştirmek için 15 senedir yılmadan çalıştım. | Open Subtitles | لمدة 15 عاماً ، عملتُ بلا كلل لأجعل هذه الخطة تؤتي ثمارها |
Organizasyon içinde kendimizi güvende hissettiğimizde ise doğal olarak yeteneklerimizi ve güçlü yanlarımızı birleştirip dışarıdaki tehlikelere karşı koymak ve olanakları kaçırmamak üzere yılmadan çalışırız. | TED | عندما نحس بالأمان داخل مؤسستنا، نستجمع بشكل طبيعي مواهبنا، وقوانا وعملنا بدون كلل لنواجه المخاطر الخارجية ونغتم الفرص المتاحة. |
Bir araya gelmemiz için usanmadan çabaladım! Artık sonunda tekrar bir aile olabiliriz. | Open Subtitles | وقد عملت بلا كلل لإعادة شملنا والآن يمكن أنْ نكون عائلة مِنْ جديد |
Ve o bu yılların beş yılında seni bıkıp usanmadan arıyordu. | Open Subtitles | و هو بحث عنك بدون كلل وملل لمدة خمس سنوات من هذه السنين. |
Bıkmadan, usanmadan, efendiniz olan Tanrı'dan size gelen emirleri ve kanunları yerine getirmelisiniz. | Open Subtitles | يجبُ أن تحافظوا على وصاياه بلا كلل ولا ملل. و طبقوا شرائعة التي أمركم بها. |
yorulmak bilmeksizin, gece gündüz çalışıyoruz. | Open Subtitles | لقد عملنا بلا كلل ليلاً ونهاراً |
Önümüzdeki aylarda düğününüz için yorulmak bilmeksizin çalışacağım, | Open Subtitles | سأعمل بلا كلل لك(ما) على مدى الأشهر القادمة |
yorulmaksızın çalışıyorum. Elimden geleni yapıyorum. | Open Subtitles | أنا أعمل بدون كلل أنا أفعل كل ما بوسعي |
Tüm Starling vatandaşları adına yorulmaksızın adaletin peşinde koşacağım. | Open Subtitles | "وأن أسعى لتحقيق العدالة بلا كلل نيابة عن مواطني (ستارلينج)" |