| Her şeyi göz önüne alırsak, bizimle iletişime geçmen son derece cesurcaydı. | Open Subtitles | على اعتبار ما حدث كلّه كان تسجيل ذلك شجاعة حقيقية |
| Her şeyi senin içeriye girmen ve sonra da seni öldürmek için ayarladı. | Open Subtitles | الأمر كلّه كان مجرد تمثيل، كي يغويك للداخل و يقتلكِ |
| Her şeyin büyük bir sır olması gerekiyordu, değil mi? | Open Subtitles | -الأمر كلّه كان يفترض به أن يكون سرًّا، صحيح؟ |
| Her şeyin sahnelendiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّ الأمر كلّه كان مُفتعلاً. |
| Ben berbat etmedim. Her şey planlıydı. Sol ispiyoncuydu. | Open Subtitles | أنا لم أفسد الأمور الأمر كلّه كان فخاً، (سول) كان واشياً |
| Her şey büyük bir oyunmuş. | Open Subtitles | الأمر كلّه كان خدعة كبيرة. |
| Her şey bir yalandı. | Open Subtitles | الأمر كلّه كان كذبة. |
| Her şey bölge savcılığına gönderilecekmiş. | Open Subtitles | ) -الأمر كلّه كان سيُحال إلى مكتب المُدّعي العام . |