Tüm güzel şeyler biraz zaman alır. İlk romanımda biraz acele etmiştim. | Open Subtitles | حسناً، كل الأشياء الجيدة تأخذُ وقت تعجلتُ في روايتي الأولى |
Tüm güzel şeyler yok oluyor. | Open Subtitles | يتم تدمير كل الأشياء الجيدة. |
Pekala, bayağı akşam oldu. Ama her iyi şeyin bir sonu olmalı... | Open Subtitles | حسناً, لقد كانت ليلة صاخبة لكن كل الأشياء الجيدة يجب أن تنتهي |
Ama her iyi şeyin bir sonu olmalı... Bu da onun işareti olabilir. | Open Subtitles | ولكن كل الأشياء الجيدة يجب أن يأتي إلى نهايته |
her güzel şeyin bir sonu var, maalesef. | Open Subtitles | كل الأشياء الجيدة يجب أن تنتهي في يوم ما, لسوء الحظ. |
İşlerin böyle sona ermesini istemezdim ama her güzel şeyin bir sonu var, değil mi? | Open Subtitles | ,لم ارد ان تنتهي الأمور بهذه الطريقة لكن كل الأشياء الجيدة تنتهي, صحيح؟ |
Dehşet içindeyim çünkü iyi şeyler hep kaybolmaktalar. | Open Subtitles | أنا خائفة لأن كل الأشياء الجيدة لا تدوم للأبد |
Tüm güzel şeyler yok oluyor. | Open Subtitles | كل الأشياء الجيدة تدمرت |
Annem der ki, her iyi şeyin içinde birşey varmış ve bu sonsuza dek varlığını sürdürürmüş. | Open Subtitles | أمّ تَقُولُ بأنّها شيءُ داخل كل الأشياء الجيدة وبأنه يستمر إلى الأبد وأبداً. |
her güzel şeyin diye başlayan o lafı bilirsin. | Open Subtitles | حسناً ، أتعلم هُناك ذلك القول عن كل الأشياء الجيدة |
Eserlerine hayran kaldık ama her güzel şeyin bir sonu vardır. | Open Subtitles | لقدأعجبالجميعبرسمكهنا... . لكن كل الأشياء الجيدة يجب أن تنتهى |
Bütün iyi şeyler siyahlar sayesinde hayatımıza girdi. | Open Subtitles | انه مثل، كل الأشياء الجيدة تأتي من السود |
Pekala, tüm bu olaylar başladığında, fark ettim ki hayatımdaki tüm bu iyi şeyler aslında bir boşluğu doldurmamış. | Open Subtitles | حسنا، أنها بدأت لحظة ذلك، أم، أدركت أن كل الأشياء الجيدة في حياتي |