"كل الأوقات" - Translation from Arabic to Turkish

    • Tüm zamanların
        
    • Her zaman
        
    • sürekli
        
    • daima
        
    Ve bu köşede, 59 kilo ağırlığında Yumurtalık Barbarı Tüm zamanların En Büyük Canavarı ellerimizi Quahog'un dövüşçüsü için birleştirelim Lois Griffin! Open Subtitles وفي هذه الزاوية, تزن 130 باوند انها الهمجية وثدي في كل الأوقات
    Bu durum, Matrakbot'un Tüm zamanların en büyük komedyeni olabileceğini kanıtlıyor. Open Subtitles هذا يؤكد مرة ثانية أنه قد يكون أعظم كوميديان في كل الأوقات
    Bunları deneysel olarak ayırt etmek Her zaman mümkün olmayabilir TED وقد لا يكون من الممكن فصلها تجريبيًا في كل الأوقات.
    Biz Her zaman yeni teknolojiler elde etmek konusunda riskler alıyoruz. Open Subtitles أنظر .. نحن نقوم بالمخاطره كل الأوقات للحصول على التكنولوجيا المتقدمة
    Çünkü normalde, vücudunuz bu sorunla sürekli yüzleşiyor. TED لكن في العادة اجسامنا تتعامل مع هذه المشكلة في كل الأوقات
    Ya da evinizde sürekli bir su sızıntısı sorunu var. Ama ev onları tamir ediyor, süzüyor vesaire. TED و بيوتكم تتعامل مع التسرب في كل الأوقات لكن إصلاحهم. هو تجفيفهم و من ذلك القبيل.
    Aslında güvenliğin peşinde bunca koşmak sizi daha güvensiz hale getirdi çünkü artık daima tetikte olmalısınız. TED كل هذا السعي من أجل الأمن، في الحقيقة جعلكم أقل أمناً بكثير لأن الآن، يتعين عليك الحرص في كل الأوقات.
    Ben Tüm zamanların en kötü finansal kararını vermişim. Open Subtitles لقد ارتكبت أسوء القرارات المالية في كل الأوقات.
    Bu, ahh, Tüm zamanların en üzücü hikayelerinden biridir. Open Subtitles انها آه .. انها دوامة حزينة، في نهاية كل الأوقات.
    Asıl Tüm zamanların en iyi seri katilleri polislerdir. Open Subtitles أعظم قاتل متسلسل في كل الأوقات هو الشرطة
    Tüm zamanların en nefret edilen başbakanı iken ulusun sevgilisi haline geldin. Open Subtitles من أكثر وزير رؤساء مكروه في كل الأوقات إلى الأمة عزيزتي...
    Max Zorin Tüm zamanların en iyi kötü adamlarındandır. Open Subtitles ْ ( ماكس زورين ) هو الشخص الأكثر سوءاً في كل الأوقات
    Ve Her zaman, her yerde bana eşlik etmek için ısrar ediyor. Open Subtitles وقال انه يصر على المرافق لي في كل مكان، في كل الأوقات.
    Evet ama Her zaman baş edebileceğimi pek sanmıyorum, anlıyor musun? Open Subtitles نعم ؛ أنا لا أعتقد بأنّني سأخدم نفسي كل الأوقات ؟
    Çocuklar belli ki Her zaman oynamazlar. TED من الواضح أن الأولاد لا يلعبون في كل الأوقات.
    Elbette, eğer birisi bize gerçekten Her zaman için tam doğru şeyi nasıl yapacağımızı söyleyebilseydi bu inanılmaz bir armağan olurdu. TED وبالتأكيد، إذا كان بمستطاع شخص ما إخبارنا كيف نفعل الشئ الصحيح بالضبط في كل الأوقات الممكنة، سيكون هذا هدية مذهلة.
    Beynimiz sinapsları sürekli oluşturup yok ediyor. TED تنتج وتستبعد أدمغتنا نقاط التشابك العصبي في كل الأوقات.
    Hattına gelecek bütün çağrıları boşverip, sadece benimle, sürekli irtibatta kalacaksın. Open Subtitles سوف تتجاهلين جميع المكالمات الواردة وتبقي معي على الخط في كل الأوقات
    Yenebiliriz. İnsanlar sürekli yeniyorlar, değil mi? Open Subtitles يمكننا أن التغلب عليه أعني أن الناس يتغلبون عليه في كل الأوقات أليس كذلك؟
    daima, herkes için "güvenilecek erkek" olmayı denemenin yorucu olduğunu size şu an söyleyebilirim. TED وأستطيعُ أن أخبركم الآن بأنه متعب أن تحاول لتكون رجلًا بما يكفي للجميع كل الأوقات.
    Sizi daima merkezden kontrol edebiliriz. Open Subtitles يمكننا مراقبتكم من مركز التحكّم في كل الأوقات
    UYGUN KIYAFET GÖRGÜ KURALLARINA DAİMA UYULACAK Open Subtitles "يجب ارتداء اللباس المحترم والمحتشم في كل الأوقات"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more