Genellikle sol insan doğasının iyi olduğuna inanıyor, insanları bir araya getirin, duvarları yıkın ve her şey yolunda olacak. | TED | ولذلك يعتقدُ اليساريون عامةً أن الطبيعة البشرية هي جيدة: تجمعُ الناس معًا وتهدمُ الجدران وسيكون كل شيء على ما يرام. |
her şey yoluna girecek. Sadece bir elektrik yangını, tamam mı? | Open Subtitles | سيسير كل شيء على ما يرام إنها نار كهربائية، أليس كذلك؟ |
Ne önemi var, ahbap, sen buradasın ya. her şey yolunda. | Open Subtitles | لا يهمّ يارجل ، فأنت هنا كل شيء على ما يرام |
Bu öğleden sonra galiba. Ama şu an Sorun yok. Hallettim ben. | Open Subtitles | قد يكون بعد الظهر لكن كل شيء على ما يرام، فسأجد حلاً |
Genellikle saat 9'da yemek yeriz. Siz her şeyi sekteye uğrattınız. | Open Subtitles | .. نتعشى عادة في التاسعه .إنك أجبرت كل شيء على التوقف |
her şey yolunda. Merak etme. Hepsi koca bir dikkat dağıtmaydı. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام لا تقلقوا,كل ذلك كان الهاء كبيرا |
Sayın Bakan, sizi temin ederim ki her şey usulüne uygun. | Open Subtitles | سيدي الوزير ، أؤكد لك أن كل شيء على ما يرام |
Seni bir göreyim dedim, her şey yolunda mı diye yani. | Open Subtitles | كنتُ أتفقدك فحسب وأرى إن كان كل شيء على ما يرام |
Siren seslerini duyduğun zaman, her şey yoluna girecek dedim. Tanrım. | Open Subtitles | وما أن يسمع الصافرة حتي يكون كل شيء على ما يرام |
her şey yolunda aşkım. Sadece seni özledim biraz. Hepsi bu. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام، إني أفتقدكِ فقط هذا كل شيء. |
Seni bir saat önce aramaya çalıştım. her şey yolunda mı? | Open Subtitles | حاولت الاتصال بك من ساعة هل كل شيء على ما يرام؟ |
Eğer her şey yolunda giderse döndüğüm zaman, başkenti terk ederiz. | Open Subtitles | لو سار كل شيء على ما يرام فعندما سأعود سنترك العاصمة |
Yardım programına bir telefon edeceğim ve her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | اتصال واحد لبرنامج مساعدة الموظفين وسيكون كل شيء على ما يرام |
Sorun yok, endişelenmeyin bir sorun çıkmayacak. | TED | كل شيء على ما يرام، لا تقلقوا. كل شيء سيكون على ما يرام. |
Tamamen hayal ürünü. Bir Sorun yok. kimse seni incitmiyor. | Open Subtitles | تخيلات فقط ، كل شيء على ما يرام لا أحد سيؤذيكِ |
Beş altı saat içinde döndüğüm sürece bir Sorun yok. | Open Subtitles | طالما أبقى خمس أو ست ساعات، وسيكون كل شيء على ما يرام. |
Sen herkes adına her şeyi mahvetmeden önce, senin için düzelttim. | Open Subtitles | فقط أصلحت الأمور لك قبل أن تدمر كل شيء على الجميع |
Tüm kirlilikleri halının altına süpürmek mi her şeyi iyi yapacak? | Open Subtitles | تترك البئر بغطائة؟ وتظن أن كل شيء على ما يرام ؟ |
Şuradaki kemerinde silah dışında her şeyi olan güvenlik görevlisine soralım. | Open Subtitles | لنسأل الحراس. من يملك كل شيء على حزامه ما عدا المسدس. |
Merak etme, her şey yolunda. Sadece ufak bir aksaklık var. | Open Subtitles | كل شيء على ما يرام، لا تخافي لكن ثمة عائقاً بسطاً. |
Merak etme. Merak etme. | Open Subtitles | كل شيء على ما يــرام كل شيء على ما يــرام |
Oraya önce senin gitmeni istiyorum. her şeyin güvenli olduğundan emin ol. | Open Subtitles | أنت اذهب للداخل أولا لترى إن كان كل شيء على ما يرام |
ve bütün giderler ödenip, borç halledildiğinde herşey iyi durumdaydı. | TED | وبعد أن سددنا جميع التكاليف ، تمكنت من تسديد الدين ، وأصبح كل شيء على مايرام. |