"كل شيء له" - Translation from Arabic to Turkish

    • Her şeyin bir
        
    • için her şeyi
        
    • ona her şeyi
        
    Dünyanın her yerinde olduğu gibi burada da Her şeyin bir fiyatı vardır. Open Subtitles تذكروا هنا كأي مكان آخر في العالم كل شيء له ثمن
    Bu vazife bana düşer. - Her şeyin bir zamanı var. Open Subtitles . كل شيء له وقته . إنه الشتاء الذي يقلقني
    Her şeyin bir amacı var kız arkadaşlar eroini seven kız kardeşler. Open Subtitles كل شيء له هدفه العشيقات أو أخوات يحبون الهيروين
    Onun için her şeyi istiyorum. Open Subtitles اريد كل شيء له وكل شيء بالنسبة لي يبدأ بالتعليم
    Onun için her şeyi yaparlardı. Open Subtitles أحبوا وجوده هناك فعلوا كل شيء له
    Eğer ona her şeyi anlatırsak ne olduğu, kıyamet, her şeyi belki doğru kararı verebilir. Open Subtitles .. لذا إن قمنا بتوضيح كل شيء له عمّن يكون و نهاية العالم و كل شيء فقد يتّخذ القرار الصائب
    Hayır, Her şeyin bir anlamı yoktur. Open Subtitles ليس كل شيء له معنى، حسناً؟ أحياناً، الفيلم مجرد فيلم
    Allah'ın yarattığı her şeyin, ineklerin, atların, ayın, güneşin, karıncaların, Her şeyin bir amacı var. Open Subtitles لذا الله خلق كل شيء , خلق الأبقار الخيول , القمر , نجوم , النمل كل شيء له غرض من وجوده
    Peder Duhu da Her şeyin bir sonu vardır ama Tanrı için ne başlangıç ne de son vardır, dedi. Open Subtitles الأب دوهو أخبرنا أن كل شيء له نهاية إلا الرب هو الذي ليس له بداية ولا نهاية
    Her şeyin bir Gerçek Adı vardır. Open Subtitles أنت تعلم بأن كل شيء له اسمه الحقيقي
    - Hayır, tam tersi canım, ama Her şeyin bir zamanı var. Open Subtitles بالعكس عزيزتي و لكن كل شيء له وقته
    Her şeyin bir amacı vardır. Open Subtitles و لكن هذه فكرة جميلة كل شيء له هدف
    Her şeyin bir amacı vardır. Open Subtitles و لكن هذه فكرة جميلة كل شيء له هدف
    İyi bir müşteri de Her şeyin bir fiyatı olduğunu bilir. Open Subtitles والزبون الجيد يعرف أن كل شيء له سعره
    "Her şeyin bir sonu vardır. Sadece sosisin iki sonu vardır." Open Subtitles كل شيء له نهاية" "عدا النقانق لها نهايتين
    Lanet Simon, onun için her şeyi yapmak zorundayım. Open Subtitles الملعون سايمون, علي أن أفعل كل شيء له
    Callie de bu yüzden kaçtı ki Jude için her şeyi mahvetmemiş olmayacaktı. Open Subtitles قد لم تدمر كل شيء له
    Onun için her şeyi yaptım. Open Subtitles أفعل كل شيء له
    Olay şu ki, Jonas erkek arkadaşın. Yani ona her şeyi söylemelisin. Open Subtitles الشيء هو, أن جوناس هو حبيبك لذا يجب عليك أن تقولي كل شيء له
    - Fakat ben ona her şeyi açıklamıştım. - Devam et, işte böyle. - İlerle, güzel. Open Subtitles ولكني شرحت كل شيء له اذهب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more