Bize bıraktığı tek şey düzgünce boğazlanmış bir öğretmen. | Open Subtitles | كل ما تركه لنا معلمة خُنقت بعناية ومهارة |
Bana bıraktığı tek şey bir sürü fatura ve ipotek yüzünden satamadığım bir ev. | Open Subtitles | كل ما تركه كان مجموعة من الفواتير و منزل مرهون لا يمكن بيعه. |
bıraktığı tek şey bu oldu. | Open Subtitles | إنها كل ما تركه |
Sana tek bıraktığı bu mu oldu? | Open Subtitles | و هل هذا كل ما تركه لك ؟ |
Sana tek bıraktığı bu mu oldu? | Open Subtitles | و هل هذا كل ما تركه لك ؟ |
Tamam, çünkü bana bıraktığı tek şey bu. | Open Subtitles | حسناً، هذا كل ما تركه لي |
Beni terk ettiğinde arkasında bıraktığı tek şey buydu. | Open Subtitles | هذا كل ما تركه لي عنما تركني |
Arkasında bıraktığı tek şey bir semboldü. | Open Subtitles | كل ما تركه خلفه كان رمزاً |