Tek söylediği, istasyondan bir kadın aldığı ve onu göldeki otele götürdüğü. | Open Subtitles | كل ما قاله هو أنه أقل امرأة من المحطة وأخذها لفندق البحيرة |
Tek söylediği Büyük Almanya'nın geri döndüğü ve bölgesel iddiaları olduğu. | Open Subtitles | كل ما قاله هو عندما استعيدت ألمانيا العظمى لن يملك سوى مطالب محلية |
Sonra, okulun son günü benimle konuştu. söylediği her şey, tam olarak hayal ettiğim gibiydi. | Open Subtitles | وفي اليوم الأخير تحدث الي وكان كل ما قاله كما تخيلت أنه سيكون |
Bu herifin söylediği her şey palavra. | Open Subtitles | كل ما قاله ذلك الرجل هو مجرد هراءات |
Tüm söylediği, eğer onunla sabaha karşı saat tam 2'de dışarıda buluşursam, | Open Subtitles | كل ما قاله هو إذاً قابلته في الخارج في الثانية بالضبط |
Bana söylediği tek şey "Sanırım kardeşinle başımız dertte, Frasier." olmuştu. | Open Subtitles | :كل ما قاله لي هو أعتقد أن لدينا مشكلة مع أخيك، فرايزر |
söylediği her şeyi bana anlatacaksın yoksa seni ikiye ayırırım. | Open Subtitles | أنت ستقول لي الان كل ما قاله او ساشطرك الى اثنين |
O adamın tüm söyledikleri yalandı. | Open Subtitles | كل ما قاله هذا الرجل كان كذباً |
Bence babanın söylediği herşeye inanıyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك تصدق كل ما قاله والدك عنك. |
Eve geldiğimde, Tek söylediği, bir hata yaptığıydı. | Open Subtitles | عندما وصلت للمنزل , كل ما قاله انه قد ارتكب خطأ. |
Bana Tek söylediği merminin kullanılacağı yerin özellikleriydi. | Open Subtitles | كل ما قاله لي هو الأبعاد التي أحتجها في تصميم الرصاصة؟ |
Elbette sorular sordum. Tek söylediği bilmemem güvende olmamı sağlayacakmış. | Open Subtitles | كل ما قاله أن عدم المعرفة ستحافظ على سلامتي |
Jason'ın bana söylediği her şey yalan diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد أن كل ما قاله لي جايسن كان كذبة |
Olan her şey o adamın yanına gittiğimde söylediği her şey. | Open Subtitles | كل ما قاله الرجل عندما وصلت إليه |
MR taramasına göre şimdiye kadar söylediği her şey doğru. | Open Subtitles | حتى الآن "جهاز كشف الكذب" سجّل الصدق في كل ما قاله. |
Tüm söylediği bir şey yapmasına gerek kalmamış adam yere yığılmış | Open Subtitles | كل ما قاله أنه لم يكن عليه عمل الكثير الرجل كان ضعيف |
Tüm söylediği Patty Hewes'ün onu sorgulamasını istemediği. | Open Subtitles | كل ما قاله كان أنه لا يرغب ان تقوم باتي هيوز باستجوابها |
Tüm söylediği laneti bozmak için bazı Caster saçmalıklarıyla ilgili ritüelleri yerine getirmeliyim, ta ki hakkımı talep edene kadar gece gündüz yerine getirmeliyim. | Open Subtitles | ...كل ما قاله هو أن لأعكس اللعنة أحتاج هذه الطقوس أشياء خاصة بالسحرة, كل يوم وليلة حتى يوم الإستدعاء... |
Babamın söylediği tek şey anneme yardım etmeye gittiği sonrasında ikisinden de haber yok. | Open Subtitles | كل ما قاله أبي أنه ذاهب لمساعدة أمي، وبعدها لم يصل شيء من كلاهما. |
Tamir'in telefonda söylediği tek şey bugün fazladan bir korumaya ihtiyacı olduğuydu. | Open Subtitles | حسنا, كل ما قاله تاميير على الهاتف أنهم سيحتاجون اليوم الى حارس شخصي إضافي, |
Steve, bir şey yapmadan önce Amir'in bana söylediği her şeyi teyit ederler, bu da haftalar alır. | Open Subtitles | يا "ستيف" قبل أن يفعلوا أي شيء, سيقومون بالتحقق من صحة كل ما قاله لي "أمير", ما قد يستغرق أيام أو أسابيع. |
Sayın Başkan, Hodges'in söylediği her şeyi duyabildiniz mi? | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، هل سمعت كل ما قاله (هوجس)؟ |
Bayılmadan önce tüm söyledikleri bunlar. | Open Subtitles | هذا كل ما قاله قبل ان يغمى عليه |
Aslında, söylediği herşeye katılıyorum. | Open Subtitles | حقيقةً، أوافق مع كل ما قاله |