Bunca zaman sonra... çok normalmiş gibi söyleyebiliyorsun öyle mi? | Open Subtitles | و تقولها بهذه البساطة ؟ بعد كل هذا الوقت ؟ |
Bunca zaman sonra, bunca çalışmadan sonra birden garip bir duyguya kapıldım sanki hiç bir şey elimde değil. | Open Subtitles | وبعد كل هذا الوقت وبعد كل هذا العمل بدأت فجأة أشعر بأن ليس بيدى أى من ذلك لا شئ |
Bunca zamandır havalara girmene, diğer bombaları kaybettik diye azarlamalarına göz yumduk. | Open Subtitles | كل هذا الوقت سامحناك على تنازلاتك وتوبيخك لنا لأننا أضعنا القنبلة الأخرى |
O zaman kendini Bunca zamandır çok derin bir mağarada saklamış olmalısın. | Open Subtitles | إذن لابد أنكِ كنت تبقين نفسك في كهف عميق كل هذا الوقت |
Bunu bu kadar geç fark ettiğim için özür dilerim. | Open Subtitles | أنا اسف ان اخذ منى كل هذا الوقت لادراك ذلك. |
Dostun, Bay Gray'le Bunca zamandan sonra hala hayatta mı? | Open Subtitles | صديقك, أمازال حى بعد كل هذا الوقت مع سيد: جراى؟ |
Onca zaman bunu tek başına nasıl yaptın, hiç anlamıyorum. | Open Subtitles | لا أعرف كيف كنت تفعل هذا وحدك كل هذا الوقت |
O kadar zaman bir arada olmak bizi birbirimize yakınlaştırdı. | Open Subtitles | الى حد كبير أخذنا كل هذا الوقت لتخطيط لهذا الأمر. |
Bunca zaman bir kere bile dua etmedin değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنك لم تصلى كل هذا الوقت ، أليس كذلك؟ |
Bunca zaman bu kıskançlık canavarının güven bağımızı yemesine izin verdim. | Open Subtitles | و كل هذا الوقت كنت أسمح للغيرة بأن تأكل صمغ ثقتنا |
Dürüst olmak gerekirse, Bunca zaman sonra, ne anlamı var ki? | Open Subtitles | بصراحه بعد كل هذا الوقت دوك اقصد ما المعنى اليس كذلك؟ |
Biliyorsun, Bunca zaman seni gerçekten sevip sevmediğimi bana hiç sormadın. | Open Subtitles | أنت تعرف، كل هذا الوقت يمكنك سؤالي اذا كنت أحبك حقا |
Bunca zamandır biliyordun madem neden göstermek için şuana kadar bekledin? | Open Subtitles | إذا علمت كل هذا الوقت لماذا انتظرت حتى هذا الوقت لتريني؟ |
Bunca zamandır bunu biliyordun... ve onu benim uydurduğum birşeymiş gibi mi davranıyordun bana? | Open Subtitles | أنك تعرفين عنه كل هذا الوقت و تتصرفين كأنه شئ اختلقته |
Bunca zamandır beni arzuluyor olabilir mi? | Open Subtitles | إنه لمن المستحيل أن تكون واقعه في شهوتي كل هذا الوقت ؟ |
bu kadar zaman sonra nasıl olur da bana güvenmezsin? | Open Subtitles | لم يعن شيئا بعد كل هذا الوقت كيف لاتثق بي؟ |
Belki de gitme zamanı geldi. bu kadar uzun sürdüğüne şaşırdım. | Open Subtitles | ربما حان الوقت لنزعها أنا مندهش أنها دامت كل هذا الوقت. |
İşte o an yıkılmıştım. bu kadar geç fark etmiş olmaktan utanmıştım! | Open Subtitles | والآن فهمت، شعرت بالإحراج من أني استغرقت كل هذا الوقت لكي أدرك |
Belki çok erken oldu, Bunca zamandan sonra olsa bile. | Open Subtitles | ربما كان الأمر مبكراً، حتى بعد كل هذا الوقت سوياً |
Bunca zamandan sonra benden ne istiyorsun? | Open Subtitles | ماذا تريد مني بعد كل هذا الوقت ؟ لم أتوقف عن الاتصال و الكتابة |
Beyin cerrahisinde Onca zaman harcadı, sonra bir anda genel cerrahiye yöneldi. | Open Subtitles | لقد قضت كل هذا الوقت في العصبية، وفجأة، أصبحت تلاحق الجراحة العامة. |
- Korkarım, O kadar bekleyemeyiz. - Korkarım, beklemek zorundasın. | Open Subtitles | اخشى الا نستطيع الانتظار كل هذا الوقت اخشى انك مضطر لهذا |
Onca zamandır, bizimle taşak geçiyormuş. İyice sopala şu herifi. | Open Subtitles | كل هذا الوقت كنت تخدعنا جيداً . إضربه بقوة |
Öğretmenim, benimle Bu zamana kadar ilgilendiğiniz için teşekkür ederim. | Open Subtitles | ايها المعلم . شكرآ علي هتمامك بي كل هذا الوقت |
Yani şimdi onca zamandan sonra beni önemsemeye mi karar verdin? | Open Subtitles | والآن، وبعد كل هذا الوقت فقد قررت أن تتوقف عن تجاهلي |
bu süre içinde müritlerin nasıl hazırlandıysa, biz de hazırlandık. | Open Subtitles | كل هذا الوقت أتباعك , كانوا يتجهزون . ونحن أيضا |
tüm bu zaman boyunca senin için bir hikâyeden fazlası olduğumu zannediyorum. | Open Subtitles | كل هذا الوقت كنت أظن أننى لست أكثر من مجرد قصة تافهة |
Fakat bu anlaşılabilir bir şey. Çünkü, bir şekilde oyun oynayarak geçirilen bütün bu zaman, biz insanların muktedir olduklarımızı gerçekten değiştirdiğimiz bir zaman. | TED | ولكنه أيضا مهم. لأنه تبين أننا بإمضاء كل هذا الوقت في اللعب، فإننا في الواقع نغير ما نحن قادرين عليه كبشر. |