her birimiz Tanrı'nın gözünde bir sanat eseri olarak yaratıldık. | Open Subtitles | كل واحد منا هو عمل فني خلق على صورة الله. |
her birimiz belli bir Alman radyo kulesinden gelen mesajlara müdahale ediyoruz. | Open Subtitles | حسنٌ، كل واحد منا يعترض رسائل من برج محدد ألماني لرسائل لاسلكية |
Görevimiz, Amerika'nın vizyonuna ayna tutmaya çalışmak, bununla sadece hepimizi birey olarak değil de olması gereken beraberlik anlayışına, birlikteliğe, bir bütün olmaya ve ülke olarak kim olduğumuza ayna tutmak. | TED | مهمتنا هي محاولة ترسيخ رؤية لأمريكا لا تُظهر فقط كل واحد منا بمفرده، لكن تعيدنا إلى القواسم المشتركة التي نحتاج إليها، الشعور بالوحدة، الشعور بالكلية، الشعور بمن نكون كجزء من البلد. |
- Tom Jordan oğlumu, emek verdiğim her şeyi ve beraberinde hepimizi mahvedecekti. | Open Subtitles | توم جوردان كان سيدمر ابنى و كان سيدمر كل شىء فعلته و كل واحد منا. وانت تريدنى أفعل ماذا؟ |
Bu salonda 600 kişi varmış gibi görünebilir; ama aslında çok daha fazla kişi var burada çünkü her birimizin çok sayıda farklı kişiliği var. | TED | تبدو هذه الغرفة وكأنها تحوي 600 شخص ولكن في الحقيقة يوجد اكثر من هذا العدد لان كل واحد منا يملك عدة شخصيات في نفسه .. |
Hatta hepimize birer içki ısmarlar mısın, benden? | Open Subtitles | في الواقع، لن تشتري كل واحد منا الشراب، وعلى لي؟ |
Ama, bunu sorgulamamız gerekiyor, çünkü dışarıdan nasıl göründüğümüze verdiğimiz değer her birimizi etkilemekte. | TED | ولكن يجب علينا التساؤل عن ذلك لأن القيمة الهائلة التي نعطيها لأشكالنا تؤثر في كل واحد منا |
Tabi, her birimiz, iki insan genomu barındırıyoruz; biri annemizden gelen , biri babamızdan. | TED | كل واحد منا يملك إثنين من الجينوم البشري الأول من الوالد .. والثاني من الوالدة |
Yolculuğun bu kısmı için her birimiz 6000 dolar ödemiştik. | TED | لقد دفع كل واحد منا مبلغ 6,000 دولار لهذا الجزء من الرحلة. |
Ama hep hatırlayın, her birimiz bireyiz, kalbi atan bir insanoğlu, umursayan ve kendilerine özgü hayatlarını yaşamak isteyen. | TED | لكن تذكروا دائما، كل واحد منا هو فردٌ، إنسان يملك قلبا نابضا، يهتم ويريد عيش حياة حقيقية يريدها. |
her birimiz bir umut dalgası olabilir. | TED | إذ أن كل واحد منا قادر على أن يكون موجة من الأمل. |
Bir seçim şansımız var. Bu odadaki her birimiz, ne çeşit bir değişim yapmak istediğimizle ilgili bir seçim şansımız var. | TED | لدينا خيارا. كل واحد منا في هذه الحجرة، لدينا خيارا بالنسبة لنوع التغيير الذي نرغب في عمله. |
hepimizi korkunç bir şekilde ölürken görmenin nasıl bir şey olduğunu anlamanı istedik. | Open Subtitles | ..نحنُ نريدكِ أن تشاهدي كيف يبدو رؤية كل واحد منا يموت موتـاً فضيع ومفزع |
o olmadan yetkili sol ve biri gelip dedi ki hepimizi öldürecekmiş. | Open Subtitles | و عندما هرب قال انه قادم خلف كل واحد منا |
Kendimizi bir zorluğa en az hazır hissettiğimiz bir zamanda Depo hepimizi göreve çağırmıştır. | Open Subtitles | في وقت قد شعرنا على أقل استعداد لقبول التحدي إستدع المستودع على كل واحد منا |
Eğer buraya gelirlerse her birimizin neler yapabileceğini ortaya dökmeye çalışabiliriz. | Open Subtitles | ..لعلنا نستطيع أن نخمن ما يفعل كل واحد منا إذا أتوا.. |
her birimizin, hükümetler ve teknolojinin insanlara hizmet ettiği ve bunun tersine izin verilmeyen bir dünya kurmak için üstlenmesi gereken çok önemli rolleri var. | TED | كل واحد منا لديه دور أساسي ليؤديه في بناء العالم الذي تخدم فيه الحكومات والتقنية أفراد هذا العالم وليس العكس. |
Devlet, hepimize yeni kimlik verdi. | Open Subtitles | كان على الحكومة أن تعطي كل واحد منا هويات جديدة |
Yıldız tozlarının her birimizi ve basit bir evrensel kimya setinin gördüğümüz her şeyi nasıl oluşturduğunu öğrendik. | Open Subtitles | وتعلمنا كيف أن غبار النجوم قد صنع كل واحد منا وكيف أن كيمياء الكون البسيطة قد صنعت كل شيء نراه |
Hepimizin bir kederi var. | Open Subtitles | كل واحد منا لديه قدره. |
Neden kararı ona bırakmıyoruz ki? İkimiz de onunla birer kez daha çıkacağız. | Open Subtitles | لمَ لا نتركها هي تقرر، سيخرج كل واحد منا معها في موعد واحد بعد |
Büyükannem öyleydi, o yüzden hepimiz bir tane takalım. | Open Subtitles | جدتنا كانت كذلك ، لذلك كل واحد منا سيرتدي واحدة |
Her biriniz burada durmayı kabul ettiğiniz gün yasal olmayan parayı almaya karar verdiniz. | Open Subtitles | كل واحد منا اتخذ خيار ليكون بهذا الموقف وفي ذلك اليوم الذي قررنا فيه ان نمد ايدينا لتلك الأموال |
her birimize özel. Zor seçimler sırasında kuralcı güçlerini uygulamayan insanlar | TED | ما نفعله في الخيارات الصعبة هو يعود بشكل كبير إلى كل واحد منا. |