Et ve kan bağımlısı biri, tıpkı en başta söylediğim gibi. | Open Subtitles | إنه آدمى من لحم ودم كما سبق لى أن قلت ورددت |
Daha önceki gibi ısrarcıyım, en iyi yol, en kısa yoldur. | Open Subtitles | أنا أصر، كما سبق لي، أن أفضل طريقة هي أسرع طريقة. |
Defalarca belirttiğim gibi, ölüm hiç bir zaman benim niyetim olmadı. | Open Subtitles | كما سبق ، واعتبرتها تعرف أن الموت لم يكن أبدا نيتي |
Böylece barışla ilgili düşünmeye başladım, ve size söylediğim gibi, gerçekten de bu görüntülerden ve bunlara anlam vermeye çalışmaktan çok etkilenmiştim. | TED | لذا بدأت بالتفكير بالسلام وكنت وبكل وضوح كما سبق ان اخبرتكم شديد التأثر بكل هذه الصور واحاول ان اجعلها منطقية |
Eğer teslim olursak Japonların, diğer arkadaşlarımıza yaptıkları gibi bizi vuracaklarını ya da işkence edeceklerini biliyorduk. | Open Subtitles | كنا نعرف أنه لو وقعنا أحياء فى أيدى اليابانيين فسيعذبوننا ويقتلوننا كما سبق وفعلوا مع زملائنا |
Buzdolabı falan bilmiyorum ben. Dediğim gibi içeri girmedim. | Open Subtitles | لا أعرف شيئاً عن البراد كما سبق وقلت لم أدخل الشقّة |
Onu, anlaştığımız gibi benim sorumluğuma ver yoksa aldatmanın cezasını ödersin. | Open Subtitles | ..ضعه تحت تصرفي كما سبق واتفقنا والا ستدفع ثمن خيانتك |
Dediğim gibi, ayvayı yedin. | Open Subtitles | حسناً ، كما سبق وأن قلتُ لك ، أنتَ مُلاط |
Söylediğim gibi ilki en zor olanıydı. | Open Subtitles | كما سبق أن أخبرتكِ المرّة الأولى هي الأصعب دائماً |
Dediğim gibi, patlayan bir TARDIS arıyorum. | Open Subtitles | كما سبق وان قلت أنا أبحث عن تارديس منفجرة |
Ama dediğim gibi, normalde sizin gibilerle konuşmam. | Open Subtitles | ولكن كما سبق وقلت، عادتًا لا أتحدث لأمثالكم. |
Söylediğiniz gibi kendi yemeklerimi hazırlama hakkına sahibim. | Open Subtitles | لدي الحق بأن أقوم بتحضير طعامي كما سبق و أن قلت أنت |
Dediğim gibi ikimiz de bir şekilde dönülmez kararlar vermeden önce tekrar konuşalım. | Open Subtitles | كما سبق و أن قلت، فلنتحدّث أوّلا قبل أن نتوصّل إلى قرارات نهائيّة، بطريقة أو بأخرى |
Bütün günümü anlaştığımız gibi hançeri saklamakla geçirdim. | Open Subtitles | أمضيت النهار بطوله لإخفائه كما سبق واتّفقنا |
Telefonda da dediğim gibi daha önce kimsenin görmediği bir şey bulduk. | Open Subtitles | كما سبق و أخبرتك على الهاتف لقد وجدنا أمراً لم يعثر عليه أحد من قبل |
Daha önceden de dediğim gibi, inanmadığım bir şeye para yatırmam ben. | Open Subtitles | كما سبق أن قلت لن أدفع مقابل شيء لا أؤمن به |
Yeni bir kutu verdiğinizi biliyorum ama dediğim gibi temizlikçim tüm ilaçları yanlışlıkla atmış. | Open Subtitles | أجل، أعرف أنني كررت الوصفة مؤخراً، لكن كما سبق وأن شرحت، رمت مدبرة منزلي كيس العقار بالخطأ. |
Dediğim gibi, bunları yaşamak zorunda kalmanıza çok üzüldüm. | Open Subtitles | كما سبق وقلت، أنا آسف لأنكم اضطررتم إلى اختبار كل ذلك |
Ve bu soru, hemen şuradaki, bence çok eğlenceli, çünkü, girişteki gibi, çocuklara öğretiyorum, tecrübesizliğimden dolayı, tedaviye en muhtaç çocuklara öğretiyorum. | TED | وهذا السؤال هنا بعيدًا عن هذا يبدو ممتعًا جدًا لي لأنه كما سبق في المقدمة إنني أدرس الأطفال بسبب عدم خبرتي أدرس الأطفال الأسهل علاجًا بكل سهولة. |
Sen okula gitmenin gerekli olduğunu kabul edersin... ve biz de her akşam yaptığımız gibi okumaya... devam ederiz. | Open Subtitles | أنت توافقين على ضرورة الذهاب إلى المدرسة وسنواظب على القراءة كما سبق .... كل ليلة |