Ve eğer fark etmediyseniz, 50 yıl eskisi gibi değil artık. | TED | وإذا لم تلاحظوا، لم تعد الخمسون سنة كما كانت عليه. |
Ama... her şeyin eskisi gibi olduğunu varsayamayız. | Open Subtitles | لكن لا يمكننا التصرّف و كأن الأمور كما كانت عليه. |
Hayır, sen her şeyin eskisi gibi olacağından korkuyorsun. | Open Subtitles | لا، أنتِ تخافين من أن تكون الأمور كما كانت عليه مسبقًا |
eskisi kadar güzel olmayan şeyler hariç. | Open Subtitles | ماعدا اللحظات التي لم تعد جميلة كما كانت عليه |
Hafızam eskisi kadar iyi değil. | Open Subtitles | ذاكرتي ليست تماما كما كانت عليه من قبل. |
Şimdi eskiden nasılsak aynen öyle olduğumuz ana geri dönüyoruz. | Open Subtitles | الآن ستعود الأمور كما كانت عليه في السابق تماماً |
Şimdi eskiden nasılsak aynen öyle olduğumuz ana geri dönüyoruz. | Open Subtitles | الآن ستعود الأمور كما كانت عليه في السابق تماماً |
Ama yeryüzü başlangıçta olduğu gibi kuruyuncaya kadar denizlerle kaplı kaldı. | Open Subtitles | و لكن الأرض كانت بعد بحاراً كما كانت عليه فى البداية قبل ظهور اليابسة |
Yakında döneceğim ve her şey eskisi gibi olacak. | Open Subtitles | سأعود قريباً ، حينها ستكون الأمور كما كانت عليه |
Sosyal Sigorta çeklerim eskisi gibi değil. | Open Subtitles | شيكّاتي من الضّمان الإجتماعي لم تعد كما كانت عليه سابقاً |
Hiçbir şey eskisi gibi değildi. | Open Subtitles | و بعد بضعة أشهر عدنا إلى بعضنا لكن لم تكن الأمور كما كانت عليه في السابق |
Bir hafta sonu için bile olsa her şeyin eskisi gibi olmasını istemiştim. | Open Subtitles | حتى خلال نهاية الأسبوع فقط، أردت أن تكون الأمور كما كانت عليه من قبل |
İşler eskisi gibi olmasa da New York yine de yorgunluktan perişan Mavi Kazlara biraz yardımda bulunuyor. | Open Subtitles | على الرغم من أن الأمور ليست كما كانت عليه في السابق, التفاحة الكبيرة تعطي بعض المساعدة إلى إوز الثلوج المنهكين. |
eskisi gibi asil değiller. | Open Subtitles | أنهم ليسوا موالين كما كما كانت عليه من قبل. |
Hayatının eskisi gibi olmadığını ve hiç olmasını istediğin gibi olmadığını fark ettiğin an oldu mu hiç? | Open Subtitles | هل سبق وحظيت بلحظة عندما تكتشف بأن حياتك لا شيء كما كانت عليه ولا شيء كما اردتها أن تكون عليه؟ |
Benim hafızam eskisi kadar iyi değil. | Open Subtitles | ذاكرتي ليست جيّدة كما كانت عليه من قبل. |
Benim hafizam eskisi kadar iyi degil. | Open Subtitles | ذاكرتي ليست جيّدة كما كانت عليه من قبل. |
İşler eskiden olduğu gibi değil artık, Ryan. | Open Subtitles | الأمور ليست هي نفسها كما كانت عليه من قبل. |