"كما هو الحال في" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğu gibi
        
    • gibi mi
        
    Trajedide olduğu gibi, 3. perde sonunda Kahraman tereddüt eder. Open Subtitles كما هو الحال في التراجيديا بأواخر الفصل الثالث، تتردد البطلة
    - Ama bütün kararlarında olduğu gibi.. ..önce tavsiye isteyecek. Open Subtitles لكن كما هو الحال في كل قراراته سيسعى أولاً للمشورة
    Ama diğer birçok sektörde olduğu gibi, bilgisayarlaşma her şeyi değiştirdi. TED ولكن كما هو الحال في العديد من الصناعات الأخرى، فإن الحوسبة قد غيرت كل شيء.
    - İlaçlar, kemoterapideki gibi mi? - Evet. Open Subtitles المخدرات، كما هو الحال في العلاج الكيميائي؟
    - Astronot Alan Shepard gibi mi? Open Subtitles كما هو الحال في آلان شيبرد، رائد الفضاء؟
    Canlılarda bulunan tüm simetrilerde olduğu gibi, bu sadece bir tahmin ama yine de insan vücudunun çarpıcı bir özelliği. TED كما هو الحال في التناظر الموجود في الكائنات الحية، الذي هو تقريبي فقط، لكن ما زال ميزة مدهشة في جسم الإنسان.
    Çoğu ülkede olduğu gibi tamamen fosil yakıtlara bağımlı ulaşım sistemimiz yüzünden. TED بسبب نظام النقل لدينا، الذي يعتمد كليًا على الوقود الأحفوري، كما هو الحال في معظم الدول.
    Yani kötü kuralların varolmasının sebebi sadece Kuzey Kore'de olduğu gibi, yönetimin aşırı güçlü ve baskıcı olması değil. TED القوانين سيئة ليس لمجرد أن الحكومة قوية جدا وقمعية ، كما هو الحال في كوريا الشمالية.
    Tabii, her işte olduğu gibi, bizde de bazı ufak yanlış anlamalar oldu. Open Subtitles بالطبع كما هو الحال في أي عمل واجهنا بعض سوء التفاهم
    Bizde, ülkenin gerisinde olduğu gibi gelişkin bir adalet sistemi vardır. Open Subtitles ما عندنا هنا نظام عدالة محنك كما هو الحال في بقية البلاد
    Buradaki askerin yüzünde olduğu gibi, ameliyatın işe yaramadığı zamanlarda,.. Open Subtitles عندما لا يمكن للجراحة فعل شيئاً، كما هو الحال في تلك الوجوه
    Egemenliğin cennette olduğu gibi, yeryüzünde de devam edecek... Open Subtitles فليأتِ ملكوتك ، و لتكن مشيئتك كما هو الحال في السماء على الأرض.
    Bu gün olduğu gibi, yarında seninle aşkı yaşamayı. Open Subtitles يظل كما هو الحال في الحب بجنون مع عليك غدا كما أنا اليوم.
    Herhangi bir metropoliste olduğu gibi, mercanlarda da ihtiyari bir yaşam yoktur. Uyulması gereken kanunları, sosyal kuralları vardır. Open Subtitles كما هو الحال في أي منطقة لا يوجد أي الحياة عفوية في الشعاب المرجانية
    İzninizle, şehirde olduğu gibi oradaki ödemeleri de zorunlu yapayım. Open Subtitles بعد اذنك, أرى ان هذه المدفوعات هي إلزامية الآن, كما هو الحال في المُدن
    Davada olduğu gibi seks yok ya da hiç cinsiyette olmadığı için seks yok mu? Open Subtitles لا جنس كما في الفعل أو لا جنس كما هو الحال في أي بين الجنسين؟
    Birçok restorantda olduğu gibi, yediğiniz yemek için para ödemek zorundasınız. Open Subtitles كما هو الحال في كل المطاعم, سوف يجب عليكم الدفع من اجل الطعام.
    Yemek derken yamyamlık gibi mi? Open Subtitles وجبات خفيفة؟ كما هو الحال في آكلي لحوم البشر؟
    Siyah Elmas Kardeşliğindeki gibi mi? Open Subtitles كما هو الحال في جماعة اخوان الماس الأسود؟ كيف
    Hâlen kalbi atar gibi mi taze? Open Subtitles كما هو الحال في القلب لا تزال دقّاته طازجة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more