"كما يحدث" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğu gibi
        
    • Tıpkı
        
    • zamanki gibi
        
    • olduğu şekliyle
        
    Ancak her zaman olduğu gibi, çığır açan bilimsel bir araştırma yaparken buluşma fırsatları olmamıştı. TED ولكن كما يحدث غالباً فإنهم عندما يقومون ببناء بحثٍ علمي رائد، لا يجتمعون بشكل جيّد مع بعضهم البعض.
    Ya da belki günümüzde olduğu gibi, zaten şehirde doğdunuz. TED أو ربما، كما يحدث اليوم، تكون قد ولدت في المدينة نفسها
    bazen olduğu gibi okyanus kadar ısıtılır... sıcak nokta oluştu ve durdu... ...6 ay boyunca phonix adalarının sağ kıyısında. TED إرتفعت درجة حرارة المحيط، كما يحدث عادةً، و تكونت البقعة الساخنة و إستمرت فوق منطقة جزر فينكس تماماً لمدة ستة أشهر.
    Tıpkı televizyondaki gibi dudaktan öpüşürler ve sonra da tohumları ekerler! Open Subtitles يقبلونبعضعلىالشفاه . .. كما يحدث على التلفزيون و بذرةصغيرةتخرج
    Cadılar Bayramı eğlencesi her zamanki gibi yapılacak. Open Subtitles الإحتفال بعيد القديسيين سيستمر كما يحدث دوماً
    Bu raptiye yalan söylediğinde olduğu şekliyle EKG'ni uyaracak. Open Subtitles هذه الرقاقة ستجعل جسدك يتفاعل كما يحدث عندما تكذب
    Kendimi malenki hüzünlü hissettim Staja'ya veda ederken alışıldık bir yeri terk ederken olduğu gibi. Open Subtitles شعرت بقليل من الأسف عند توديعي للسجن كما يحدث دائماً عندما تغادر مكان ما اعتدت عليه
    Kendimi malenki hüzünlü hissettim Staja'ya veda ederken alışıldık bir yeri terk ederken olduğu gibi. Open Subtitles شعرت بقليل من الأسف عند توديعي السجن كما يحدث دائماً عندما تغادر مكان ما اعتادت عليه
    Bolşevik Komisyon cinayetleri, Rusya'da olduğu gibi sizin kasabanızda da başlayana kadar bekleyecek misiniz? Open Subtitles هل ستنتظر حتى تبدأ اللجنة البلشيفية بالقتل في مدينتك, كما يحدث بروسيا ؟
    Ama her zamn olduğu gibi, nihayete ermemiş gerçeklerdi. Open Subtitles لكن كما يحدث دائما، كانت الحقائق غير مكتملة
    Her baba-oğul ilişkisinde olduğu gibi sorunlar vardı. Open Subtitles اعني انه كان هنالك بعض المشاكل كما يحدث مع كل اب وابنه
    Fakat sonbahar ve kışta olduğu gibi kuzey yarımküre, güneşten uzaklaştığında yapraklar dökülür ve dışarıya karbondioksit vererek atmosferdeki miktarının tekrar artmasına neden olurlar. Open Subtitles ومعظم النباتات تنمو على شمال الخط وعندما يميل نصف الكرة الأرضية الشمالي نحو الشمس كما يحدث في الربيع والصيف
    Önce akciğerleri, aynı soğuk duş alınca bana da olduğu gibi, indi. Open Subtitles في البداية انكمشت رئتها كما يحدث لي بعدَ حمّامٍ بارد
    Fakat sonra, her zaman olduğu gibi birbirlerinden koptular. Open Subtitles لكن بعدها ، كما يحدث غالباً بدئوا في الإبتعاد عن بعضهم
    Dağınık sanatsal bilmece diğer türlerde olduğu gibi başka bir şeyin içine girip hiç değişme şansı olmadığı bir gerçek. Open Subtitles اللغزالفني معالجرونجهو حقيقة أنهلمتسنحلهالفرصةقط ليتغير لأى شئ أخر, كما يحدث عاده
    Diğer atıcılarda olduğu gibi, kaçmak yerine onunla çalışmayı tercih ettin. Open Subtitles بدلاً من خروجٍ سهل كما يحدث مع معظم الرماة كان عليك أن تعمل من أجل هذه الرمية
    - Tıpkı... - Ben biliyorum. Raj'ın çocuğuydu. Open Subtitles . كما يحدث الآن ـ أنا أعرف لقد كان طفل راج
    Erkekler kadınlar oynaşırlar. Tıpkı gerçek dünya gibi, üzerinize atlamaları dışında. Open Subtitles ويبداون بتبادل الضربات كما يحدث في العالم الحقيقي ولكن هنا يحطمون عظامنا
    Olayın gerçekleştiği zaman Tıpkı şimdiki gibi Cadılar Bayramı zamanıdır. Open Subtitles و كُل ذلك كان خلال فترة الصراع السياسي و العسكري تماماً كما يحدث الآن
    Her zamanki gibi şişenin dibine vurduğunu ikinizin kavga ettiğini ve ikinizin de öldüğünü düşünecekler. Open Subtitles سيظنون أنه تم خداعه، كما يحدث دائما، ثم تشاجر كلاكما،
    Bu raptiye yalan söylediğinde olduğu şekliyle EKG'ni uyaracak. Open Subtitles هذه الرقاقة ستجعل جسدك يتفاعل كما يحدث عندما تكذب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more