Örneğin, Kaliforniya Öneri 8 boyunca kilisem Kaliforniya'daki eşcinsel evliliklerle mücadele edebilmek için 22 milyon doların üstünde bağışa ulaştı. | TED | على سبيل المثال، خلال الاقتراح الثامن جمعت كنيستي مبلغ 22 مليون دولار لمحاربة زواج المثليين في ولاية كاليفورنيا. |
kilisem dağlar ve yalnızlık olmuştur. | Open Subtitles | حسنا، كنيستي كانت هى الجبال والمكان الموحش |
O günahkar kaltak kilisemi elimden aldı. | Open Subtitles | نعم تلك القذرة المُذنبة أستولت على كنيستي |
Bu doğru. Yine de burada, Oxford'daki kilisemde çok uzaklarda meydana gelen olaylardan yarı kopuk haldeyken bile inancımız zedelendi. | TED | هذا صحيح. مع هذا ها نحن في كنيستي في أكسفورد شبه منفصلين عن الأحداث التي حدثت بعيداً جداً, لكن إيماننا قد تأثر. |
kiliseme gelecek kadar yüzsüzsün. | Open Subtitles | لقد توترتم كثيرا أظهرتم وجوهكم في كنيستي |
kilisemin tuhaflıkları öyleydi ki dünyayla sürekli çatışma halindeydik ve bu bizim ötekiliğimizi günbegün güçlendiriyordu. | TED | قواعد كنيستي كانت بمثابة خلاف دائم مع العالم، وقد عزّز هذا اختلافنا في الحياة اليومية. |
İtiraf edip, sevgili kilisemden ve hayalimden vazgeçmeli miyim? | Open Subtitles | هل يجب أن أعترف؟ وأبتعد عن كنيستي المحبوبة؟ وحلمي؟ |
Sadece kilisem için olanlar var. | Open Subtitles | فقط طموحاتي نحو كنيستي كنيسة القديس بيتر |
Budist kilisem geleneksel yükseliş seremonisini yapıyor, altıncı seviye lazer lotusu olacağım. | Open Subtitles | كنيستي البوذيه هو وجود حفل الصعود السنوية وسوف أصبح |
kilisem burada hayır işleri yapıyordu, oradan hatırladım. | Open Subtitles | أنا أعرفه عندما كانت كنيستي تقوم بأعمال خيرية في هذا الحي |
- kilisem yıllardan beri boyanmadı. | Open Subtitles | كنيستي لم تصبغ منذ ثماني سنوات |
Bir dahaki sefer Dawson'a gelişinde, küçük kilisemi ziyaret ederek ödeyebilirsin. | Open Subtitles | ربما يمكنك ان تزور كنيستي عندما تكون في داوسن |
Sen, Petrus... kilisemi üzerine kuracağım kaya sensin. | Open Subtitles | ... أنت،بيتر ... صخرة... الذي فيه سوف أبنى كنيستي... |
Kendi kilisemi yaktığımı sandığınızı duydum. | Open Subtitles | سمعت أنك تظن أني أحرقت كنيستي. |
Bu son zamanlarda üzerine sık düşündüğüm bir konu çünkü eski kilisemde hüküm süren bu yıkıcı etkilerin çoğunun aynısını toplumsal iletişimimizde istemesem de görüyorum. | TED | وهذا ما أصبح عليه عقلي مؤخراً، لأنني لم أعد أتحمل رؤية ما يجري عل الساحة العامة من الانفعالات المدمرة ذاتها التي كانت تحكم كنيستي السابقة. |
Bu yüzden onu ne sokaklarımda ne de kilisemde görmek istiyorum. | Open Subtitles | لذا أنا لا أريد رؤيته على شارعي أو في كنيستي |
Bu resmen... ...benim kiliseme küfür etmek demek. | Open Subtitles | هذا النوع من التجديف لن يكون فيه أي تسامح داخل كنيستي |
Paraya taptığımız kiliseme hoş geldiniz. | Open Subtitles | مرحبا بكم في كنيستي... حيث نعبد النقود |
kilisemin önünde durmuş, Tanrıyla pirinç gevreğini mi karşılaştırıyorsun? | Open Subtitles | أتقفُ أمام كنيستي لتقارن الرب بالمقرمشات؟ |
On dakika önce kilisemin pazar okuluna bıraktım. | Open Subtitles | لقد تركتهم في مدرسة الأحد في كنيستي منذ 10 دقائق |
Eğer kutsalımıza saygısızlık etmeye devam edersen kilisemden gitmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | إذا واصلت تدنيس المقدسات، سيكون غير مرحّب بك في كنيستي |
Bizim oradaki kilisede disco dansı öğretiyorum. | Open Subtitles | أقوم بتدريس الرقص الديسكو إلى الوراء في كنيستي. |
25 yaşındaydım, ilk kilisemdi. | TED | كان عمري 25 عاماً حين تسلمت كنيستي الأولى. |
kilisedeki biri bir çok kişiye iş buldu. | Open Subtitles | رجل في كنيستي يقوم بمساعدة البلدية على ملئ تلك الوظائف |
kilisemdeki tüm kızlar onların hayranı. | Open Subtitles | جميع الفتيات الواتي في كنيستي مناصرون ضخمون |