| Oteldeki adamın Plowden. Cody ile göz teması var. Beni dinlemiyor. | Open Subtitles | إنه شابك في الفندق وهو يصوب على كودي لكنه لايسمع لي |
| Cody'nin payını eşe dosta dağıtıp, büyük yemeklerle israf ettiğiniz söylendi. | Open Subtitles | لقد اخبرتك ان المبذر كودي يبذخ على الاصداقاء و العزائم الفخمة |
| Bu sonbaharda, 12 Standing Rock Siyu'sunu daha Cody ile göndereceğim. | Open Subtitles | سوف اسمح ل12 شخص من السو ليذهبوا مع كودي هذا الخريف |
| Ama duyduğuma göre, Mayview İlkokulu Gazetesi Cody Libman için, Kyle Libman'dan bu yana en iyi Afrodit demiş. | Open Subtitles | ولكني سمعت في الجريده الابتدائيه يقولون ان كودي ليمبان افضل خطوط من بعد خطوط كايل ليمبان 508 00: 17: |
| Ne düşünüyorsun, Coady'nin sizi Meksika'dan arayıp "Tedaviyi buldum." diyeceğini mi? | Open Subtitles | "ماذا ظننتَ، (كودي) تتصل بكَ من "المكسيك وتنبأكَ بأنها وجدت العلاج؟ |
| Orlando'daki dedesi ve anneannesinin evinde Astor ve Cody'yle kalabilir. | Open Subtitles | يمكنه أن يعيش مع آستر و كودي أجدادهم في أورلاندو |
| Shula ve Cody lider. George ve Tom bir puan geride. | Open Subtitles | شولا و كودي في المقدمة جورج و تومي بنقطه واحده خلفهما |
| Bu adam Cody Ward'ın yeni yeteneklerin bulunmasından sorumlu olduğu yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب هنا أن هذا الرجل كودي وارد مسؤول عن إيجاد موهبة |
| Başkan Grant ve Buffalo Bill Cody'de birer tane var. | Open Subtitles | الرئيس جرانت عنده واحدة وبافالو بيل كودي |
| Cody'nin güneyindeki tüm çok şeritli bölünmemiş demiryolu kavşakları, tarihi yollar. | Open Subtitles | كل الطرق ذات الإتجاهين السكك الحديدة و كل الطرق القديمة شمال كودي |
| Basitçe şöyle; bir hesaplaşma olmayacak. Tom Cody de kız da burada değil. | Open Subtitles | الأمر بسيط للغاية، ليس هنا من معركة "طوم كودي" ليس هنا وكذلك الفتاة |
| San Francisco'ya tek yön gidiş, Bay Cody. NasıI ödemek isterdiniz? | Open Subtitles | تذكرة ذهاب فقط إلى سان فرانسيسكو سيد كودي كيف تريد أن تدفع؟ |
| Bu Cody meselesinde benden şüphelendiğinizi biliyorum. | Open Subtitles | اعرف انك و ريك لديكم شكوك حولي بخصوص كودي |
| Şimdi, Cody, umudumuzu yitirmemeliyiz. | Open Subtitles | الآن, الآن يا كودي يجب علينا أن لا نفقد الأمل |
| Oğlansa Cody, Cooper, Riley veya Wyatt düşünüyoruz. -Wyatt mı? | Open Subtitles | حسنا، إذا كان صبيا، نود كودي ، كوبر، أو رايلي وايت |
| Cody gibi çocuklarla çok önemli gelişmeler kaydettiler. | Open Subtitles | لقد حصلو على نتائج عظيمة مع أطفال مثل كودي. |
| Eric ve benimle yaşayacaksın Cody. | Open Subtitles | أنت ستأتي معنا مباشرة معي و إيريك .. كودي |
| Biz senin ailenin bir parçası olmanı ve sık sık Cody'i ziyaret etmeni istiyoruz. | Open Subtitles | نريدك أن تكوني جزءا من العائلة وزيارة كودي بإنتظام. هذا جنون. |
| Cody ve Jenna'yı alıp gitmeme izin ver ve herşey bitsin. | Open Subtitles | أليس كذلك؟ ان تركتني آخذ كودي وجينا ونرحل الآن وبهذا يكون كل شئ قد انتهى |
| Rahibe Rosa'nın anlattıklarına göre, eminim ki Cody bu savaşın önemli bir parçası. | Open Subtitles | من الذي اخبرتني به الأخت روزا فأنا أعتقد بأنّ كودي ستكون جزء مهم في هذه المعركة |
| Beni bundan daha iyi tanıyorsun. O ve Coady fazla tehlikeliler birlikte. | Open Subtitles | تعرف أنه لا يمكن أن أفعل ذلك اجتماعه مع (كودي)، يشكلان خطراً |
| Kody, buradan canlı çıkman için son şansınım ben senin. | Open Subtitles | (كودي), انا آخر فرصة لك في الخروج من هنا حياً |