Japon konsolosluğunda, Kita adındaki bir diplomat ile temas halindeydi. | Open Subtitles | لديه مُخبر في القنصلية اليبانية. دوبلوماسي يُدعى (كيتا). |
Conner'in Japon bağlantısı Kita ile buluşma işini ayarladık. | Open Subtitles | نحنُ جاهزون لِلقاء مع مُخبر (كونر)، (كيتا). |
Conner'ın bilinen tek bağlantısı Kita'ydı. | Open Subtitles | كان (كيتا) جهة إتصال (كونر) الوحيدة المعروفة. |
Peki ya Afrikalı kral I. Musa Keita? | TED | روكفيلير. ماذا عن الملك الإفريقي موسى كيتا الأول؟ |
- Hâlâ La Caita'nın patronu musun hâlâ? | Open Subtitles | - أما زلتَ تدير لا كيتا ؟ |
Keita'nın minik yüzünü gördüğümde Ryusei aklıma geliyordu. | Open Subtitles | عندما رأيت وجه (كيتا)، ظننت أنه (ريوسي) |
Kita ve kız arkadaşı için pasaportları aldım. | Open Subtitles | حصلت على جوازات سفر لـ"كيتا" وصديقته. |
Um. Kita, jet ski'yi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | -دراجة مائية؟ "كيتا", أتذكرين ذلك؟ |
Ancak, bir şehir yapmak için kafalarına estiği gibi Kita Dağı'ndaki sedir ağaçlarını kestiler. | Open Subtitles | من اجل انشاء المدينه ( هم يقطعون اشجار الارز علي جبل(كيتا كما يحبون |
Ve bu da Kita. | Open Subtitles | -هذه "كيتا " |
Sundiata Keita 1235 yılında doğdu, müthiş bir değişim zamanında büyüdü. | TED | ولد سوندياتا كيتا عام 1235 تقريبًا، وكبر في فترة عصيبة. |
Keita'yla geçen altı yılın sana göre hiç kıymeti yok. | Open Subtitles | ! ست سنوات قضيتها مع (كيتا) لا تعني لك شيء |
Keita evi alırken biz de gidip para kazanalım. | Open Subtitles | لمَ لا نذهب لجني بعض المال بينما بقوم (كيتا) بشراء المنزل |
La Caita'yı çok sever. | Open Subtitles | هو فقط يحب لا كيتا . |
- Keita ve Ryusei. | Open Subtitles | (كيتا) و (ريوسي) |