Erkeklerden nasıl... kazık yediğiyle ilgili bir saat konuşacak da konuşacak.. | Open Subtitles | سوف تكون ساعه عن العاطفة الفارغه كيف أنها تعبت من الرجال |
Bir defasında ona bir kadının başarılı olmasının istenmediği bir dönemde hem diplomasi hem de casuslukta nasıl ustalaştığını sormuştum. | Open Subtitles | سألتها مرة كيف أنها تمكنت من إتقان الدبلوماسية والتجسس في الوقت الذي كان لا أحد يريد أن يرى امرأة تنجح |
Yani, sen on yaşındayken şu küçükler ligi koçunu nasıl azarladığını duydum. | Open Subtitles | أعني سمعت كيف أنها وبخت مدرب دوري الصغار عندما عندما كنتي بالعاشرة |
- Geri dönüp ne kadar kötü olduğunu görsen iyi olur. | Open Subtitles | سوف تذهب بشكل أفضل إلى الوراء ونرى كيف أنها سيئة. حسنا. |
(Müzik) Bunda ise proje sahibi, nasıl Google'layıp Anneler Günü'nün ne zaman olduğunu öğrendiğini anlatıyordu. | TED | كيف أنها بحثت في الأنترنت عن التاريخ الذي يحتفل فيه بعيد الأم. وكتبت أنها بمجرد أن عرفت تاريخ الاحتفال بعيد الأم |
Büyüdüğünüzde doğruluk ve adalet için mücadelede kendi mutluluğundan nasıl fedakârlık ettiğini anlayacaksınız. | Open Subtitles | عندما تكبرن, ستفهمن كيف أنها ضحت سعادتها في الحرب من أجل العدل والحقيقة |
Acele etmeden ağı nasıl da düzgünce kesiyor, görüyor musunuz? | Open Subtitles | أترين كيف أنها لا تستعجل و تقطع الأنسجة بشكل صحيح؟ |
O ben değildim, tamam mı? Onun bunu nasıl yaptığını... | Open Subtitles | لم يكن ذلك انا حسنا أنا لا أعرف كيف أنها |
Gerçekleri bil, ama onların büyük resme nasıl uyum sağladıklarını gör. | TED | معرفة الحقائق، لكن أنظر كيف أنها تصلح في الصورة الكبيرة. |
Bu konuşmaların birbiriyle nasıl ilintili olduğunu görebilmek için bunu yapmak istiyorduk. | TED | وكنا نريد القيام بذلك حتى يمكن أن نرى كيف أنها مرتبطة مع بعضها البعض. |
Sadece yaşama iradesini belirtmemişti, nasıl yeterince acı çektiğini ve niçin gitme vakti geldiğini anlatan 12 sayfalık bir döküman hazırlamıştı. | TED | لم تكتب وصيتها فقط، بل كتبت 12 صفحة عن كيف أنها قد عانت بما فيه الكفاية وكيف أنه قد حان الوقت لرحيلها. |
Harika bulduğum şeylerden biri de keşfettiğimiz şeyin ne kadar küçük olduğunu fark etmek. | TED | أحد الأشياء الرائعة، في الواقع، التي أجدها، هو عثورنا على أي واحد منهم، عندما تدرك كيف أنها صغيرة. |
Evren bizi, ne kadar inanılmaz derecede ilginç ve sürprizlerle dolu olduğunu göstererek ödüllendirmektedir. | TED | والعالم يكافئنا بإظهار لنا كيف أنها شيقة ومدهشة بشكل لا يصدق. |
Keklerin ne kadar tatlı olduğunu, ağzına attığında nasıl dağıldığını anlattı. | Open Subtitles | كيف أنها حلوة للغاية عندما تتفكك أثناء الأكل |
nasıl olup da bu adamlarla yatarken, bir yandan da hukuk fakültesini bitirdiğini ve başarılı bir avukat olduğunu merak etti. | Open Subtitles | تساءلت كيف أنها فعلت كل هؤلاء الرجال وفعلت لها شهادة في القانون وأصبح محاميا ناجحا. |
Fatima'nin müslüman olusuyla ilgili milletin ne dedigine aldiris etmezdi. | Open Subtitles | لم يبالي بما قالوه عن فاطمة و كيف أنها مسلمة |
Bunun ne kadar tehlikeli olduğu ve evleniyor olduğun için risk almaman gerektiğiyle ilgili koca bir açıklamam vardı... | Open Subtitles | لدي تفسير كامل حول كيف أنها لم تؤد حقها منذ أن قررتما الزواج لا يجب عليك أن تتحمل المحاطرة |